Rand’ın Spassky’ye Mektubu Hakkında
Ayn Rand’ın Spassky’ye yazdığı ve Murat Akdağ’ın satranç ve felsefe ilişkisini ele aldığını iddia ettiği mektubu hem satranca hem felsefeye olan ilgim nedeniyle dikkatle okudum. Sn Akdağ bu yazının ideolojik bir görüşü eleştirerek satrancı yücelttiğini öne sürmektedir. Ayrıca satrancın rasyonel realitesinden övgüyle söz ettiğini ve olasılıkla felsefi açıdan satrancı çok iyi anlatan bir yazı olduğunu düşündüğünü belirtmiştir. Mektup dikkatli okunduğunda Ayn Rand’ın sorularını ve verdiği cevapları temellendirmemiş olduğu ortaya çıkar. Durum böyle olunca soruları tersine çevirmek mümkün oluyor:
1- Oyunun kuralları farklılaştırılsa ve siz “proletaryacı” kurallarla oynarken rakibinizin “burjuva” kurallarla oynadığı,bir uluslararası Satranç Federasyonu profesyonel anlayış,ilgi ve yaklaşımından hoşlanır mıydınız,bu şartlarda oynayabilir miydiniz ? Böyle bir “çok kurallı” sistemin çoklu mantıkçılıktan daha saçma olduğunu mu söylerdiniz? Ancak gerçek dünyada, Coca-Cola, reklamlarında kutup ayılarının olanca şirinliğini kullanırken Kolombiya’da fabrika işçilerini öldürtüyor.
2- Satrancın kuralları diyalektik bir realiteye uygun olacak şekilde zıtların bir araya gelebileceği şekilde yenilense,böylece kritik bir anda sizin veziriniz Beyaz’dan Siyah’a dönüp,rakibinizin veziri olsa ve sonra da her ikinize de ait olan Gri’ye dönse,oynayabilir miydiniz, oynayamaz mıydınız? Ancak gerçek dünyada şunlar oluyor: CIA başkanının da ortağı olduğu uluslararası finans kurumu İkiz Kulelerde 40+40 toplam 80 katta faaliyet göstermekteydi. 11 Eylül olaylarından 1 ay kadar önce CIA başkanı hisse senetlerini yüksek fiyata satar. 11 eylül olaylarından sonra kurumun hisse senetlerinin değeri taban yapar. (Yalanlanmamış haber). Ayrıca 1 Eylül’den yaklaşık 1 ay önce CIA yetkilileri Usame Bin Ladin’i, Kuveyt’teki Amerikan Hastanesi’nde geçirdiği ameliyattan sonra ziyaret eder. (Yine yalanlanmamış haber).
3- İki saatlik beyin çatlatan bir emekten sonra kritik bir anda,bilinmeyen,keyfi bir kuvvet aniden diyelim oyuna müdahale ediyor, size fil verdiğini söyleyerek rakibinize vezir ikram ediyor. Oynayabilir miydiniz? Ancak gerçek hayatta Amerika Birleşik Devletleri Irak’a özgürlük götürdüğünü söyleyerek Iraklı çocukları tepesine bomba yağdırıyor, midesine makineli tüfek mermisi sıkıyor. Yaşadığınız ülkenin hükümeti terörle mücadele edeceğim deyip teröristleri serbest bırakıyor. Geçmişte bu teröristleri kontrol eden emniyet yetkilileri hakkında da soruşturma açıyor.
4- Bir ekip halinde oynamak zorunda olsanız – yani kendi başına düşünmeniz ve oynamanız yasaklansa ve bir grup tavsiyeci ile değil fakat her hareketinizi oylamayla belirleyen bir takım ile birlikte oynamak zorunda olsanız- oynayabilir miydiniz? Ancak gerçek hayatta, bugün Türkiye, Arjantin vb. ülkelerin ekonomisi Amerika Birleşik Devletleri, Uluslararası Para Fonu Ve Dünya Bankası’nın önerileri doğrultusunda idare edilmektedir.
Cevaplara bakarak şunu söyleyebiliriz: Gerçek dünyanın akıl dışı olduğu apaçık değil mi? Bu sistem Aristoteles’in kurmak istediği sistem değil elbette. Bu sistem KAPİTALİZM’dir. Küreselleşme, yeni dünya düzeni veya emperyalizm de diyebiliriz. Bu dünya düzeninde insanların nasıl satranç oynadıklarına bakalım. Sovyetler Birliği dağıldı. Eski sovyet oyuncular dünyanın dört bir yanına dağıldılar. Rusya kapitalizme geçti. Buna rağmen Ruslar hala en iyi satranç oyuncularını ülkelerinde tutuyorlar. Rusya Dünya şampiyonaları ve Olimpiyatlarda hep birincilik alıyor. Ayn Rand’ın kapitalistler satranç oynayamaz savı böylelikle çürütülmüş oluyor. Öte yandan Amerika Birleşik Devletleri’nden hala satranç oyuncusu çıkmıyor. Fisher de Sovyet satranç okulunun en iyi öğrencisi değil miydi?
Mektubu okuduktan sonraki saptamalarım şunlar: Bu yazı satrancı kullanarak kapitalizmi yüceltmeye çalışmaktadır. Yazının konusu satranç değildir; ideolojiler, özelde de kapitalizmdir. Yazı satrancı yüceltmemekte, tam tersine kirletmektedir.
Ayn Rand’ı da araştırdım. Ahmet Cevizci, Bedia Akarsu ve Afşar Timuçin’in felsefe sözlüklerinde ne Ayn Rand’a ne de felsefesi olduğu iddia edilen objektivizme (nesnelcilik?) rastlayamadım. Kendisinden övgüyle söz edilen internet sitesinde, Ayn Rand’ın Aristoteles’ten sonra gelen en büyük düşünür olduğu iddia ediliyor. Aristoteles bir aristokrattı. Burjuvalardan da nefret ederdi. Hayalini kurduğu yönetim biçimi kapitalizm olamaz. Bu Aristoteles’le alay etmektir.
Mektubun satrançla ilgisi genelgeçer doğruların ötesine geçmemektedir. Cevap şudur. Satranç bir oyundur, her oyunun kendi kuralları vardır (Devlet-Platon).
Ayn Rand Spassky’ye sorduğu soruları temellendirmemiş. Bir filozof düşüncelerini temellendirmemişse bu felsefe olamaz. Olsa olsa dedikodu olur. Bunun da eleştirisi zaten yapılamaz. Ayn Rand felsefe yapsa adı subjektivizm (Öznelcilik) olurdu diye düşünüyorum. Bir sonraki yazının konusunun örneğin “Lasker’in felsefi düzlemde satranca katkıları” olması dileğimle.
Saygılar
Cem Çomunoğlu
05 Aralık 2003