“Bravo Hakan Han’a. Short’la oynadı %50 yaptı.” Türkiye Birinciliği’ni şortla oynayan Hakan Han için.
“Çok Türkiye Şampiyonumuz oldu ama Tokyo’lu şampiyonumuz olmamıştı” Türkiye Birinciliğini tokyo sandaletle oynayan Turhan Yılmaz için.
“Soyadım Ekin olsaydı ben de Alekhin olabilirdim; Ali Ekin – Alekhin”
Öğlen Anadolu yakasında, akşam Avrupa yakasında olmak üzere aynı anda 2 turnuva oynayacak kadar satrancı seven, hayatını satranca adayan Ali İpek’i ölüm yıldönümünde esprileriyle analım dedik. Satrancı çok az kişi senin kadar sevdi. Ruhun şad olsun. (Resim 1975 Balkan Birinciliği)
Aşkın Taşan Ali İpek’i Anlatıyor
Satranç dünyamızın, saygın, beyefendi, nüktedan kişiliği ve örnek sporculuğu ilesatranç anlayışının sembolü değerli büyüğüm, dostum, Ali İPEK.
Bu akşam yine “anıların çubuğu” nu yakınca bak, neler geldi aklıma.
Tasarladığın logonla her zaman aramızdasın!
Ama yalnızca o mu?
Turnuvalardaki centilmence mücadelen, dürüstlük ve disiplin anlayışın, ama en çok o inanılmaz esprilerin, her biri mutlaka bir hayat dersiyle biten, anlatımı sadece sana özgü o maç anıların.
Oyunlarında neredeyse seninle birlikte nefes alan taşların.
Çoğu gözümün önünde, her dem çok taze…
Bunlardan birini izninle, paylaşmak isterim.
” 2011 Mayıs”ı. Ankara’da, Arena Spor Tesisleri’nin önünde MEB Satranç Finali, sohbet ediyoruz. Sen son ameliyatından yeni kalktın ve aramıza geldin. Veteran Ulusal Takımı konuşuyoruz. Yaşın gereği seçilme ve oynama şansı en yüksek oyuncu olarak herkes seni görüyordu. Sohbetin ortalarına doğru sana— AYNI TAKIMDA BİRLİKTE OYNAMAK ve HAZIRLANMAK !—teklifimi yapmıştım. Sen de espriyi anlayıp 3.masada o zaman tedavisi sürerken bile turnuvalara ameliyatlarını erteletip, kaçamak yapan, olma umudu taşıyan rahmetli Nurettin REİS’i transfer teklifi fikriyle, takımın adını da – ONKOLOJİ ASLANLARI- koymuştun.
Sadece dördüncü masamıza oyuncu arıyorduk.
Son zamanlarında bunu REİS’e de anlattım, telefonda. Koca Dev’in kısık-kısık, son kahkahasıydı.
Bunu unutamam!
Sonra ikiniz de sessiz sedasız, transfer oldunuz.
Artık takım dağıldı.
Ben ise, birlikte maç yapacağımız “rakiple” yalnız kaldım. Bana, şimdilik beraberlik teklif ediyor.
Mücadelem, ben de yanınıza transfer olana kadar sürecek,
Sevgili Dostum.
Genç kuşaklara örnek teşkil eden “satranç anlayışına”,
O’nu sevenlerine
“ÜLKE SATRANCIMIZIN ve TÜRKİYE SATRANÇ FEDERASYONU?NUN SEMBOL İSMİ”
VE SATRANCA ADANMIŞ BİR HAYATA,
Sevgili Dostum, Ali İPEK’ e
Saygıyla.
Kaynak: Özgür Satranç
Özgür Akman Sabah’ta Anlatıyor (11 Mart 2012)
1996 yazında bir cumartesi günü, çocuk annesiyle sinemaya gitmeden önce tutturur: “Önce satranç kulübüne gidelim, turnuvalara katılmak istiyorum.” Anne, çocuk tarafından adeta sürüklenir kulübe. Kulüpte onları bıyıklı ve gözlüklü bir adam karşılar. Adam, çocuğa acele etmemesini, turnuvalara katılmadan önce kursa yazılması gerektiğini söyler. Seviyesini anlamak için bir de oyun oynarlar. Oyunda çocuk sevinçle adamın piyon verdiğini zannedip hemen kapar piyonu. Halbuki o piyon fedası basit bir tuzaktır, çocuk mat olur ve ilk dersini alır.
Benim gibi binlerce çocuğun daha ilk dersini aldığı adam geçtiğimiz çarşamba vefat eden Ali İpek’tir. 1952 doğumlu İpek, satrancı bugün geç sayılacak bir yaşta (14) öğrendi. Oyununu kahvehanelerde ilerletti. İstanbul Satranç Derneği’ne yolu düştü ve 1970’te ilk turnuvasını oynadı. 1971 Türkiye Gençler Şampiyonu oluşundan ölümüne kadar satrancın içindeydi. Kendi kendine çıkardığı kariyer istatistikleri hem kariyerini hem de dillere destan titizliğini anmaya yeter: 250 resmi turnuva, 2000’den fazla resmi oyun, 27 kez Türkiye Şampiyonası’na katılım, 16 defa ilk beş derece, üç kez eş puanla birincilik ve 1995’te gelen şampiyonluk. Son olarak, yedi satranç olimpiyatı ve FIDE Ustası unvanı.
Ali İpek’in saygınlığı uzun kariyeri ve karakterinin yanında satranca hizmetlerinden gelir. Federasyonda pek çok görev aldı. Ankara’ya geldikten sonra 1990’larda TED Satranç Merkezi’nde Teoman Ulucan ile birlikte dünyadaki asırlık prestijli kulüpleri aratmayan bir ortam yarattı.
Oynadığı ve yönettiği TED Kolejliler, 1995’te başlayan satranç liginin ilk yıllarına damga vurdu. Eczacıbaşı ortaya çıkana kadar ligin Real Madrid’i, Los Galacticos’uydu. 2000’lerde TED Kolejliler Spor Kulübü, basketbola ayrılan bütçenin belki de yüzde birini, basketboldan çok daha başarılı, en az basketbol kadar okul ve kulüple bütünleşmiş satranca çok gördü. Önce merkez kapandı, sonra kulüp yok oldu… Neyse ki Ali Hoca okulda ders vermeyi sürdürdü.
Bir satranççıyı yad etmenin en iyi yolu anı turnuvalarıdır. Satranç federasyonu en kısa sürede Ankara’da Ali İpek Anı Turnuvası adıyla güzel bir festival düzenlemeli. Ali Hoca, bunu hak etmiyorsa kim edecek? Huzur içinde yat Ali Hoca! Seni unutmayacağız.
