İstanbul Satranç Derneği yıllar boyunca satrancın ilk adresi olmakla kalmamış aynı zamanda pek çok satranççı çıkardığı gibi çok ilginç hikayelere de tanıklık etmiştir. Usta oyuncular arasındaki bitmek tükenmek bitmeyen mücadeleler bir yana iki orta seviye oyuncunun kapışması belki de en eğlendirici ve zaman zaman da gerilimli sahnelere yol açmıştır. Ersinan Özkan ve Kahraman Tovim belli bir dönem için unutulmazlar arasında sayılır.
Hem entelektüelliği hem de eğitimci yönüyle üstad lakabını alan Serdar Çelik’ten dinlediğimiz hikaye komik ve de hakem konusu olabilecek ilginçlikte.
Kahraman Tovim ve Ersinan Özkan 1980’li yıllarda birbirlerine karşı iddialı rakiptir. Filmlerde olduğu gibi tezat bir yapıya sahip ikilidirler. Kahraman Tovim iri yarı şişman sayılacak bir tiptir. Ersinan ise onun yanında oldukça cılızdır. Tovim fiziğine benzer bir şekilde ağır canlı ama sinirleri sağlamdır. Öte yandan Ersinan Özkan daha kırılgan ve morali çabuk bozulan hassas bir yapıda. İddialı yıldırım maçları yaparlar ama bununla beraber önemli olan şey rakibi dize getirebilmek ve sonra dalga geçerek bunun keyfini çıkarabilmektir.
Oyun esnasında tatlı tatlı birbirlerine laf atarlar. Robert Koleji mezunu Tovim 4-5 dil bildiğini söylemekte ve entel yorumlarda bulunmaktadır. Halk adamı Ersinan Özkan ise her fırsatta taşı gediğine koymaktan kaçınmaz. Karagöz ve Hacıvatvari atışmalar dernekte geniş bir seyirci kitlesi yaratmıştır. Artık seyirciler oyuna değil de atışmalara hareketlere bakmaktadır.
Oyunun kritik bir aşmasında Ersinan Özkan zaman sıkışmasındadır ve heyecanla piyonunu sekizinci yataya sürer.
Cezir!
Heyecan içerisindeki Ersinan Özkan etrafında vezir arar bulamaz ve panik içindeyken ağzından “Cezir” kelimesi çıkar ve piyonu sekizinci yataya koyar.
Kahraman Tovim kayıp vaziyettedir ama istifini bozmaz oynamaya devam eder. Belli bir noktada Ersinan çıktığı veziri ile oynamaya niyetlenir ve hamle yapar. Kahraman Tovim hemen saati durdurur ve imkansız hamle ilan eder!
Satrançta Cezir Nasıl Gider?
Tovim: “O taş öyle gitmez!”
Özkan: “Nasıl gitmezmiş. Veziri düz gittim işte.”
Tovim: “Hayır o vezir değil cezir. Sen cezir çıktığını ilan etmiştin ya!”
Özkan: “Hayır dilim sürçtü. Ben Vezir çıktım.”
Tovim: “Ben anlamam sen cezir çıktın.”
Özkan: “Allah, allah. Peki cezirle nasıl oynayacağım.”
Tovim: “Cezirin nasıl hareket ettiği tanımlanmışsa öyle gidersin veya yerinde kalır o taş.”