1. Önümüzdeki 4 yılda Federasyona düşen en önemli görev, hiç hayale kapılmadan, ayakları yere sağlam basarak kalıcı gelir kaynakları yaratmaktır. Hemen hemen aynı derecede önemli gördüğümüz konu, camia ve Federasyonun barışık olması, camiamızda karşılıklı saygı, sevgi ve güvenin yeniden tesisi, özetle geleneksel satranç ortamını yeniden yaratmaktır.
Bu takdirde birbirine kenetlenecek camiamızın bütün güçlüklerin üstesinden gelebileceğine inanıyorum. Tabii başarı ve istikrar sadece ekonomik yapının iyi olması ile sağlanamaz. Yönetmeliklerin ortaya konması, yönetmeliklerin öngördüğü şekilde, mevzuatın işaret ettiği kişilerin seçilmesini sağlamak (önce kişiler belirlenip, sonra buna uygun yönetmelik yapılmayacak), çalışan ve emek verenleri ödüllendirmek ve onurlandırmak, kurumsallaşmayı sağlamak Federasyonun öncelikleri olmalıdır.
2. Devletin maddi desteğinin kesileceğini düşündüğümüzde, Türk satrancının istikrarlı bir yapıya oturması için gerekli olan ekonomik yapıyı nasıl oluşturacaksınız? Lütfen somut/sayısal ifadelerle yanıtlayınız. (Engin Şenalp)
2. Muhtemel gelir kaynakları şunlardır:
Lisans ve tescil ücretleri
Sponsor gelirleri
Katılım ücretleri (turnuvalar, kurslar, antrenör-sair ücretler)
GSGM desteği
Basılı eserlerden sağlanacak gelirler
Gelir kaynağı olarak öncelikle lisanslı oyuncu sayını arttırmak için çaba göstermek şart olacaktır. Bunun için de okullara gidilmesi kaçınılmaz. Bu gelirleri sayısal olarak ifade etmek bu aşamada yanıltıcı olabilir. Ancak genel Kurulda 2005 tahmini bütçemiz açıklanacaktır.
3. Birkaç yıl öncesinden beri, satranç sporunun ülkemizdeki gelişimini akademik ortama taşıyacak olan, Beden Eğitimi Spor Yüksek Okulları bünyesinde, “Satranç” bölümü kurulması projesi için çalışmaların devam ettiği söylenmekte. Bu sözleri satranç camiası içerisinde devamlı duymama rağmen, ne yazık ki herhangi bir yüksek öğretim kurumu tarafından, bir adım gözlemleyemedim.Ülkemizde Satranç sporunun, gelişimini akademik ortamda sürdürmesi projesi ne aşamadadır? Üniversitelerimizin tepkileri nelerdir? Projenin hayata geçmesi söz konusu mu? (Oğul Köseoğlu)
3. Bu sorunun son 4 yıldır Başkanlık görevini yürüten Ali Nihat Yazıcı’ya yöneltilmelisinin daha uygun olduğunu düşünüyorum. Konu, bizim tanıtım konuşmalarımızda “Satranç Yüksek Okulu kurulması için gerekli çalışmalara başlanması” şeklinde ifade edilmiş, bugüne kadar yapılan birçok seminer ve açık oturumda da dile getirilmiştir. Ancak bugüne kadar bir adım atılıp atılmadığını mevcut Başkana sormak daha aydınlatıcı olur.