Bilindiği üzere satranç bir beyin sporudur. Bu özelliği satrancı görmeyenler arasında oldukça populer hale getirmiştir. Satrancın fiziksel hareket yerine zihinsel faaliyete dayanması, bir görme engellinin yapacağı fiziksel etkinliğe bağlı sportif faaliyetin ortaya çıkarabileceği istenmeyen kazalar vesair olumsuzluk riskini sıfıra indirmektedir. Elbetteki körlerin fiziksel eyleme dayalı sporlardan bir bölümünü yapmaları mümkündür ve beden sağlığı açısından gereklidir. Yüzme, cimnastik, koşma dağcılık ve şartları sağlandığında futbol gibi. Ancak bu dalların hepsinde bazı ek koşulların sağlanması gereklidir. Özel düzenlenmiş atletizm alanları, rehberler vesaire. Satranç bu yönden en az malzemeyi gerektiren bir kör sporu olma özelliğini taşımaktadır. Sadece bir kabartmalı satranç takımının sağlanması bu iş için yeterlidir. En azından başlangıç için bu kesinlikle doğrudur. Elbetteki ilerlemek için gerekli bulunan kitapların ve benzeri materyalin görmeyenlerin kullanabileceği biçimde kaset veya kabartma yazı ile onlara sunulması ve kabartma satranç saatlerinin luzumu da muhakkaktır. Ancak başlangıç için bir tek kabartma takım yeterli olmaktadır.
Satrancın bir özelliği de görmeyen sporcuların görenlerle birlikte yarışabilecekleri sayılı spor alanlarından biri olmasıdır. Diğer dallarda tüm şartlar sağlansa bile genellikle görmezler ancak kendi aralarında düzenlenen müsabakalara katılabilmekteyken satrançta böyle bir sınırlama yoktur. Beyin gücü, deneyimi ve ustalığı yeterli olmak kaydı ile bir görmez satranççı için yol açıktır. Bu anlamda önemli başarılar elde etmiş görmez ustalar mevcuttur.
Kabartma satranç takımlarının özellikleri:
Bu takımların yapımında üç husus önem kazanmaktadır.
1.Beyaz taşlarla siyah taşların biribirinden ayırt edilmeleri.
2.Beyaz karelerle siyah karelerin ve genel olarak tüm hanelerin biribirinden ayırt edilmeleri.
3.Oyun sırasında tarafların tahtayı elle dokunarak incelemeleri esnasında taşların yer değiştimesini ya da devrilmelerini önlemek amacıyla piyon ve diğer aletlerin sabitlenmesi. Tahmin edileceği üzere görmeyenler tahtayı göz yerine elleri ile dokunarak algılamakta ve beyinlerine aktarmaktadırlar. Bu üç mesele de kabartma takımlarda çözümlenmiştir. Taşların renklerini biribirinden ayırmak için genellikle siyahların tepelerine birer çivi yada raptiye çakılmaktadır. Ya da beyaz taşların boyun kısımlarına halka biçiminde bir işaret konulmaktadır. Beyaz kareleri siyah karelerden ayırmak içinse koyu renk hanelerin parmakla hissedilebilecek oranda yükseltilmeleri yöntemi uygulanmaktadır. Böylelikle bir görmeyen satranççı için siyah kareler yüksek, beyaz kareler ise alçak haneler olarak algılanmaktadır. Oyuncuların düşünmeleri sırasında tahtaya dokunduklarında taşların devrilmemesi veya yer değiştirmemesi için de 64 karenin tümünün ortaları matkapla delinmiştir. Tüm taşların altında ise bunları o deliklere yerleştirip sabitlemeye yarayan birer çubuk çakılıdır. Görme engelliler bu tahtalarla rahatlıkla satranç öğrenebilmekte, kendi aralarında ya da görenlerle oynayabilmekte turnuvalara katılabilmektedirler. Eski dünya körler satranç şampiyonlarından Rus oyuncu Sergey Crilov gören ustalarla birlikte katıldığı bir çok güçlü uluslararası turnuvada oynamış ve iyi sonuçlar almıştır. Kendisi halen Uluslararası Usta (İM) ünvanına sahiptir. Uluslar arası Körler Satranç Birliği (İBCA) kurulmuş olup yaklaşık kırk yıldır körler arası olimpiyat, dünya ve Avrupa şampiyonaları gibi organizasyonları düzenlemektedir. Bu arada İBCA, iki yılda bir yapılan görenler olimpiyatlarına katılma hakkını elde etmiştir. Dört oyuncudan oluşan Dünya Körler Karması (İBCA) bayrağı ile bu dev organizasyona katılmakta ve genellikle orta sıralarda yer almaktadır. Bu ekip 2000 yılında İstanbul’da düzenlenen 34. Olimpiyatta da oynamış ve başarılı sonuçlar elde etmiştir.
Materyal sorunu:
1. Kabartma tahta temini meselesi… Görmeyenlerin satranç oynayabilecekleri özel kabartmalı tahtalar bir çok ülkede üretilmektedir. Son yıllarda ülkemizde de bu tahtaların farklı merkezlerce yaptırtıldığı görülmekteyse de henüz kabartma tahta meselesi ülkemiz için tam olarak çözülmüş değildir. Seri bir üretim söz konusu olmadığından bir görme engelli istediği zaman bedeli karşılığında bile olsa böyle bir materyale hemen ulaşamamaktadır.
2. Teorik çalışmalara esas olacak dökümanın sağlanması: Dünya genelinde bu mesele büyük ölçüde çözülmüş gibi görünmektedir. İngiltere, Amerika ve Rusya gibi ülkelerde 1920’lerden beri kabartma satranç kitapları basılmaktadır. Bir çok ünlü kitap yayımlandıktan az sonra kabartmaya çevrilmiştir. Periyodik yayımlanan satranç dergileri de mevcuttur. Görme engelliler sesli veya az görenler için büyültülmüş ekran gibi çözümlerle bilgisayar kullanabildikleri oranda internet ve çeşitli satranç programlarından da rahatlıkla yararlanabilmektedirler. Hatta bu yöntem son yıllarda sağladığı kolaylık ve geniş bir literatüre ulaşma avantajı nedeniyle kabartma yada kasete okunmuş satranç kitaplarına tercih edilmektedir.
Turnuvaların Düzenlenmesi:
Görmezler arası turnuvalarda işin niteliği gereği bazı özel düzenlemelere ihtiyaç duyulmuştur. Özellikle bir çok ülkeden sporcunun yer aldığı uluslar arası müsabakalarda tarafların yaptıkları hamleleri biribirlerine iletmeleri yönünden ortak bir dilin kullanılması gerekmektedir. Bu hususta taşların Almanca karşılıkları esas alınmış, ayrıca notasyonun belirtilmesindeki yanlış anlamaları ortadan kaldırmak için A B C gibi harflerin Anna Bella Cezar gibi kelimelerle kodlanarak söylenmesi esas kabul edilmiştir. Oyuncuların her ikisi partiyi kendi tahtalarında oynamakta ve yaptığı hamleyi sesli olarak bu ortak dili kullanarak diğerine anons etmektedir. İki oyuncu da kendi tahtasında rakibin hamlelerini de oynatarak iki tahtada aynı diyagramın sürmesini sağlamaktadırlar. İki tahta esası oyuncuların kendi el alışkanlıkları olan şahsi tahtalarında oynayabilmeleri ve tüm oyun süresi boyunca elleriyle tahtayı inceleme fırsatını bulabilmeleri için getirilmiş son derece doğru ve pratik bir sistemdir. Aksi halde aynı tahtada iki tarafın ellerinin aynı anda inceleme yapması gerekecektirki, bu bir çok mahsurları beraberinde getirmektedir. Bu durumda tek mesele iki tahtada aynı konumun devam edip etmediğinin zaman zaman kontrol edilmesidir. Bu işi de genellikle hakemler yapmaktadırlar. Her iki taraf ta kabartma yazı veya kaset kullanarak notasyon tutmak zorundadır. Notasyon tutmayan taraf itilaf halinde hak iddia edemez, karşı tarafın notasyonunu kabul etmek zorundadır. Az gören oyuncular ile hiç görmeyen oyuncular aynı turnuvada ve aynı kategoride oynamaktadırlar. Bunlar için her hangi bir ayrım yapılmamıştır. Bunun nedeni her halde bölünme halinde katılımcı sayılarının iki tarafta da düşük kalacağı düşüncesidir.
Yazanlar Altınoklar
Ekim 2002