Satranç severlerin en çok merak ettiği konulardan birisi şüphesiz yeteneğin satranç başarısındaki önemidir. Satrançta mükemmelleşmek için doğal bir yeteneğe mi sahip olmalı? Yoksa, çok çalışma her sıradan insanı başarıya ulaştırabilir mi? Avustralyalı Psikolog Dr Robert Howard, yaptığı araştırmada merak edilen buna benzer sorulara cevap arıyor. Araştırmaya toplam 581 satranççı katılmış. Ferdi Sert tarafından çevirilen makalenin ilk bölümüne haberin devamından ulaşabilirsiniz.
Geçmişteki Yaklaşımlar
Herkes yeterli pratik ve/veya eğitimle bir uzman olabilir mi? Veya, nihai performans düzeyi kişinin doğal yeteneği ile mi sınırlıdır? Doğal yetenek düşüncesi bazı insanların bir beceriyi diğerlerinden daha hızlı elde etmesi ve/veya ortalamadan çok daha genç bir yaşta daha yüksek bir nihai performansa ulaşması üzerine yapılan müşterek günlük gözlemlerden türemiştir. En azından 19.yüzyıldan beri, bireyler arasındaki doğal yetenek farklılığının, ayrı ve değişmeyen maksimum performans düzeylerini oluşturduğu varsayılmaktaydı. Eğitimle beceri belli bir seviyeye kadar çıkartılabilirdi. Bu, aşikar bir doğal yeteneğe sahip olan insanlarda daha fazla gelişimin gözlemlendiği resmi eğitim ve spor antrenörlüğünde halen yaygın bir düşüncedir.
Uzmanlık alanları üzerindeki farklılığı yaratan doğal yeteneği gerçekte ne gibi şeyler oluşturmaktadır; belki bir takım kabiliyetler ve hatta kısmen irsi olan bir takım kişilik özelliklerin toplamı mıdır? Yaratıcılığın ve motivasyonun performans farklılığı yaratmasının ötesinde, belki büyük bir başarı için kompleks entelektüel alanlarda sadece 120 civarındaki bir eşik IQ yeterlidir. Bilim ve Sanatta, genellikle çok az insan öne çıkmış ve bu kişiler en büyük katkıyı sağlamışlardır. Çalışmalar gösteriyorki bu gibi kişiler aynı kabiliyet ve kişilik özelliklerine sahip olma eğilimindeler; 120 üzeri IQ, yüksek motivasyon ve uyumsuzluk gibi kişilik özellikleri…
Ancak, son yıllarda, doğal yeteneğin önemine ihtilaf eden ve uzmanlığın sadece yoğun bir çalışmanın yansıması olduğu yönünde giderek popülerliği artan bir görüş ortaya çıkmaya başladı. Çok yüksek performans gösterenlerin yüksek doğal yeteneğe sahip olmayıp, sadece daha fazla çalışma yaptıklarını, ve her hangi bir normal, sağlıklı bireyin zamanında başlayıp, yoğun bir çalışmayla elit performans düzeylerine ulaşabileceğidir. ?İhtiyatlı çalışma? özellikle önemli gözükmekte. Bu ihtiyatlı çalışma, ilgili bir becerinin kazanımı üzerine hedeflenen uygun ve zorluyucu çalışmaların icrası olarak tanımlanır. Satrançta, ihtiyatlı çalışma şunları içeriyor olabilir; antrenör tutmak, satranç kitapları okumak, açılış varyantlarına ve oyunsonu pozisyonlarına çalışmak, zirvedeki oyuncuların oyunlarını incelemek, ve kişinin zayıflıklarını öğrenmek için bilgisayar ile çalışmak. Bu görüşe göre yüksek performanslar seviyeleri yakalamanın yanı sıra bu seviyeyi korumakta daha fazla ve doğru bir çalışma ile sağlanabilineceğidir.
Bu görüş çok çalışma ile herşeyin başarılabileceği inançına müracaat etmekte ve uyumluluk göstermektedir. Gerçektende, Doğu Asyada, okul başarısının sadece çok çalışmaya bağlı olduğu düşüncesi hakimdir. Batıda ise, bir çok öğrenciye ne isterse yapabileceği söylenmekte. Ve, gerçeği söylemek gerekirse kimi araştırmalar yüksek performans gösterenlerin daha fazla çalışma yaptıklarını göstermektedir.
Lakin, gerçekte çalışmanın önemli olduğu görüşünü test etmek oldukça zordur. Sorun, motivasyonun, çalışma miktarının, erken gelen başarının, olanağın ve olası doğal yeteneğin birbirleriyle içiçe olmasıdır. Neyde iyi ve başarılı isek onu sevmeye eğilimindeyiz ve bu gibi aktiviteleri sürdürürüz, ve kaçındığımız ve hoşlanmadığımız aktivitelerdede iyi değilizdir. Eğer şampiyon bir boksör olmak istiyor olsaydım ama güç veya hız yetersizliğim varsa ve her zaman ilk rauntta kaybediyorsam, fazla zaman kaybetmeden ilgimi çeken başka şeyler için boksörü bırakıyor olurdum. Kısa zamanda başarılı olmuş bir kişi boksörlüğü ısrarlı bir şekilde devam ettirir çünkü çok daha fazla doğal yeteneğe sahiptir. Bu satrançta da böyle. Bir Fide puanı alacak kadar becerikli insanlar belki kısa zamanda sürekli kaybettiği için satrançı bırakan diğerlerinden basitçe daha fazla doğal yeteneğe sahiptir. Şu büyükusta olanlar belki sadece daha fazla yetenek ile erkenden başarı yakalayıp sebatla devam edenlerdir. Hemen başarı gösterenler aynı zamanda kuvvetle muhtemel ki antrenör tutabilmiş, daha fazla oynama fırsatı yakalamış, belkide bundan para kazanmaya başlayıp, kümülatif bir avantaj sağlamış olabilir.
Kullanışlı Bir Test Alanı ; Satranç
Satranç, doğal yetenek düşüncesini sınamak ve beceri gelişimini incelemek açısından çok kullanışlı bir test sahasıdır. Çünkü oynamak açık bir şekilde zihinsel bir iştir ve beceri seviyesini bir çok yıl üzerinden ölçen bir rating sistemine sahiptir. Satranç kırılgan bir üst sınıra sahip değildir. Bir çok diğer alanlardaki durumdan farklı olarak, asil bir sosyal geçmiş, yarar sağlayıcı ilişkiler ve yorulmadan kendiliğinden başarıya terfi ediş gereksizdir. Ayrıca satranç uzmanı gerçekten becerikli olmalıdır. Bir çok alanda, gerçek becerisine ve performansına bakılmazsızın kişiler, hatta tanınmış bir kişi(örneğin şarap tadımında ve ekonomi öngörülerinde) diğerlerinin tanınmışlığı üzerine fikir birliğinde bulunması ile, bir uzman olarak kabul görebilir. Böyle mutabakatlar sağlamak tahmin edildiğinden daha kolaydır.
Şüphesiz satranç becerisinin gelişimi için çok çalışmak gerekmektedir ve bilgi önemlidir. Yılların tecrübesi ile bir klüp oyuncusu taşların hareketini yeni öğrenmiş bir geleceğin şampiyonunu rahatlık yenecektir. Bazı çalışmalar göstermiştir ki satranç uzmanları, amatörlere göre daha fazla pratiğe sahiptir. Ayrıca, Polgar kardeşlerin durumuda yoğun çalışmanın güçünü ve önemini desteklemektedir. Üçüde evde eğitim görmüş ve erken yaşlarda çok daha fazla satranç çalışmasına maruz bırakılmışlardır, anlatılana göre günde 5 ila 10 saat arasında satranç çalışmışlardır. Hepsi büyük usta olmayı ve aralarından biride(Judith Polgar) erkeklerde ilk ona girmeyi başardı. Buna rağmen, belkide başlangıçta-entelektüel bir geçmişten gelen- çok fazla doğal bir yeteneğe sahiptiler. Ki zaten, üç kız kardeş açıkca kendilerinde doğal bir yeteneğin olduğuna inanmaların yanısıra üçü arasında Sofia’nın satranç için en çok doğal yeteneğe sahip olduğunu belirtmişlerdir. 2005 Psychology Today röportajında kardeşlerden Zsusza şöyle demiştir; “Herşey en kolay ona geliyordu[Sofia]”.
Bazı çalışmalar IQ ve satranç becerisi arasında bağlantılar bulmuştur ama bu çalışmalardaki gruplar genellikle çok küçük ve az yada hiç usta seviyesinden oyuncu içermiyordu. Yinede, 1987’de Alman Der Spiegel dergisi Garry Kasparov’un yeteneklerini test etmek için bir psikolog takımı oluşturmuştur. Beklenildiği üzere yüksek bir zeka seviyesine(IQ?a)-ama olağanüstü bir IQ(120’nin çok üzeri) değil- ve sayısız açılış varyantlarını ezberlemeye ihtiyaç duymayacak mükemmel bir hafızaya sahip olduğu ortaya çıkmıştır.
Anketin Amaçları
Anket pek çok amaça sahipti. İlki daha geniş ve becerikli bir grup içinde çalışma miktarı ile puan artışı arasındaki bağlantıyı görebilmekti. Daha önceki çalışmalar küçük gruplara sahipti ve bu örneklerde usta düzeyindeki oyuncular çok az veya hiç yoktu. İkinci amaçta kariyer geçmişi hakkında daha fazla bilgi toplayabilmekti; örneğin ne için satrançı bırakıyorlar ve acaba en üst performans seviyesini yakalıyıp, daha üst performans düzeyleri için uğraşıyorlar mıydı? Ek olarak incelemede yardımcı olması açısından 1970’den günümüze olan FIDE puanları ile ilgili bir veritabanı oluşturdum. Üçüncü amaçta, oyuncuların bu konular üzerine görüşlerini alabilmekti.
Anket Sonuçları
Çalışma grubu 103’ü ünvanlı(5 GM, 25 IM, 67 FM, 2 WGM, 2 WIM ve 2 WFM) olan 581 oyuncudan oluşmaktadır. Bütün grup ortalama en üst düzey olarak 2153 FIDE puanına sahipti. Bu ünvanlı oyuncular arasında 2375?di. Bütün örnek içinde taşların hareketlerini öğrenme yaş ortalaması 8 iken, bu ünvanlı oyuncular arasında 6’ya düşmektedir. Ciddi bir şekilde ilgilenme ve/veya puanlı bir turnuvada oynama yaş ortalaması 14’dü(Ünvanlı oyuncularda 12). Çoğu bir antrenör ile çalışmış ve neredeyse hepsi bir klüp oyuncusudur. Sadece % 21,5’i sıklıkla FIDE?nin puanlı turnuvalarında oynamaya devam etmektiydi. Buna karşı çok azının nedeni ilgisini yitirmesi veya mücadeleyi çok güç bulması veya nihai performansına vardıklarını düşünmesidir. Genel olarak en fazla öne çıkan neden(% 43?ü) çok daha fazla diğer yükümlülüklerin olmasıydı. Diğer genel bir nedende yakınlarında puanlı turnuvaların azlığıydı. Diğer sebeplerde şunlardı; “Stres”, ?Yeterince odaklanamıyordum?, ?Geliştirebilirdim ama çok fazla çalışmak gerekiyordu?, “Maliyet”, “Yaşla beraber daha az kompetitif olmak”, ve belkide fark edilen bir doğal yetenek eksikliğiydi; “Yetersizim”.
Ortalama bir hafta içinde vasati satrança çalışma saati 4,5’tu(ünvanlı oyuncularda 6 saat). Ama bu 0 ile 50 saat arasında geniş bir çeşitlilik göstermekteydi. Ciddi ilgilenme yaşındaki ihtiyatlı çalışma miktarı ile maksimum puan(ve şimdiki puanı ile) arasında karşılıklı bir ilişki mecvuttu. Ama bu kolerasyonun oldukça küçük olması, diğer faktörlerin daha önemli olduğunu göstermektedir. Bir diğer soruda yüksek performans seviyelerini yakalıyıp yaklıyamadığı ve özel bir çalışma ile bu sınırın ötesine geçmeyi deneyip denemediğidir. Sadece 195’i yüksek performans seviyelerine ulaştığını ve bunlarında 129?u özel bir çalışma ile ötesini zorladığını söylemiştir. Zorlayanlar arasındanda yaklaşık yarısı görünen performans seviyelerinin üstüne çıkabildiğini söylemiştir.
Katılımıcıların çoğu emin bir şekilde satrançta doğal yeteneğin varlığını kabul etmekte ve elit oyuncularında özel bir vasıflar birleşime sahip olduğu yönünde bir inança sahiptir. Pek çoğuda uzun soluklu bir çalışmanın oyuncuyu ileriye götürebileceğini ancak bir kaçının büyük usta veya ilk ona ulaşabileceğine inanmaktadır.
Tablo I – İlgili Seçeneklerin Seçilme Yüzdesi
Satrançta doğal yeteneğin olduğuna inanmak;
– Evet 83.8
– Hayır 6.54
– Emin değil 8.09
– Cevapsız 1.55
İlk on oyuncu daha fazla doğal yeteneğe sahiptir;
– Evet 83.99
– Hayır 6.37
– Emin değil 8.09
– Cevapsız 1.55
Herkesin büyük usta olabileceğine veya ilk ona girebileceğine inanmak;
– Evet 32.7
– Hayır 51.63
– Emin değil 13.94
– Cevapsız 1.72
Bazı yorumlar şöyleydi:
“Nihai zirvenin kişinin doğal yeteneği ile sınırlı olduğunu düşünüyorum.”
“Çok erken yaşlarda başlarsa evet. İlk on çok daha zorludur… çok yetenek ve çalışmanın yanında şans gereklidir.”
“Büyükusta evet, ilk on hayır.”
“Yeteneğin yoksa ve gelişmek istemiyorsan satranç bir kabusa dönüşebilir.”
“Satranç % 90 çok çalışma, % 10 yetenektir.”
“İki oğlum var. İkisine de aynı şekilde satrançı öğrettim. Biri benim kadar yetenekli, bir diğeride çok daha fazla yetenekli ve bir usta adayı.”
“Elit oyunucular arasında her zaman bir doğal yetenek söz konusudur.”
“Belki çoğu kişi bir Polgar eğitimiyle büyükusta olabilir, ama çok azı ilk ona girebilir.”
“Herkes FM ünvanını elde edebilir.”
“Kesinlikle hayır… Erken yaşlarda başlanılmasına rağmen ilk on oyuncunun açıkça sahip olduğu nitelikler öğrenilenemez veya öğretilemez.”
“Çalışma gerekli ama tek başına yeterli değil… çoğu insan çalışma ile 2100 civarına çıkabilir ama pek çok insan gördüm bu seviyede sıkışıp kalmıştır(benim gibi).”
“Büyükusta düzeyi değil ama çoğu oyuncu 2300 seviyesine çıkabilir… eğer çok çalışma ve pratik yaparsalar.”
“Kesinlikle olası değil. Profesyonel seviyede çok çalışan gördüm ama tembel ve yetenekli bir oyuncuyla aynı seviyeye yaklaşamadılar bile.”
Katılımcıların çoğu satranç için doğal yeteneğin beceri ve kişisel faktörlerin bir karışımından oluştuğu kanısında.
Tablo II – Doğal Yeteneği Oluşturduğuna İnanlınan Meziyetlerin Yüzdesi
– Yüksek Motivasyon 70.7
– Konsantrasyon Yeteneği 69.2
– Aşırı Rekabet Yeteneği 68.8
– Yaratacılık 64
– Zihinsel Hız 59.7
– Uzamsal Algılama 48.9
– Yüksek IQ 37
– Diğer 24.6
“Diğer” grubu içinde katılımıcıların bahsettikleri bazı özellikeler şunlar; biçim tanımlama, mantık, sezgi, duyguları kontrol edebilme yeteneği, tehlike sezgisi, ve psikolojik sağlamlılık. ?Diğer? yanıtları içinde büyük bir çoğunlu oluşturan 50 katılımcının söylenmiş olduğu meziyet ise onca satranç bilgisinin öğrenilmesine ve yenilenmesine yardımcı olabilecek iyi bir hafızaydı. Bir katılımcı şöyle yazmış, ?Hepsinden öte, hafıza?.
Ek olarak ilk on oyunucuda farkedilen özellikler üzerine şu yorumlara bakabilirsiniz;
“Çoğu iyi hafızaya ve yüksek IQ?ya sahiptir.”
“Onlar iyi bir hafıza, hesap ve görselleştirme yeteneğine sahip… ilk on oyuncu bu özellikleri daha iyi ve etkili bir şekilde inkişaf edebilmektedir.”
“Satranç ustalığı açıkça belli olan 10-15 farklı alanda yüksek bir doğal yetenek gerektirmektedir(hesap, uzamsal algılama, rekabetçilik, yoğunlaşabilme, sabır, vb.). İlk on bu özelliklerin hemen hemen her birinde çok yeteneklidirler.”
“Onlar … öldürücü bir içgüdüye sahipler.”
“Bu oyuncular yaratma yeteneğine sahip.”
“Onlar diğer herkesten çok daha çalışkanlar.”
“Tanıştığım elit oyuncuların hiçbiri harika bir zeka konusunda benim gibi çakmamışlardır. Çoğu açıkça dünya dışı.”
“Elit olabilmek için yetenek, psikolojik üstünlük ve kişilik gereklidir.”
“…kararlılık ve önceliklerini organize etmek.”
“İlk on satrançı diğer kalan herkesten çok daha iyi anlamaktadır.”
“Bir oyundan sonra onlarla beraber analiz etmek herşeyi açıkça anlaşılır yapıyor. Bazı zamanlar zeki ve makul bir IM?nin onlara ayak uydurabilmesi neredeyse imkansızdır.”
“Pozisyonlarda neyin doğru veya yanlış olabileceği hakkında onlar doğuştan bir hissiyata sahip gibiler.”
“Çoğu GM ve IM satrançları üzerine çok çalışırlar ama hiç bir zaman ilk on seviyesine ulaşamazlar.”
Ve özelliğin gelişimi konusunda katılımıcıların çoğu çalışmanın ve pratiğin eşit eşkilde önemli olduğuna inanmaktadır.
Tablo III – Hangisinin Daha Önemli Olduğu Yönündeki Katılım Yüzdesi
– Pratik(Puanlı oyunlar oynamak) daha önemli 14.29
– Satranç kaynaklarına çalışmak daha önemli 14.29
– İkisi de eşit oranda önemli 70.23
– Cevapsız 1.2
Bazı yorumlar şöyle;
“Erken yaşta başlayıp, sıkça oynamak ve çalışmak, ve hataların görülmesi içinde bir eğitmen tutmak gerekli.”
“Temel bir seviyeye çalışarak ulaşabilirsin ama daha iyi olabilmek için bir noktadan sonra gerçekten oynaman gerekli.”
“Sadece teorik bilgiye sahip olmak yetersiz, oynayarak pratik deneyime de sahip olman gerekiyor.”
“Limitlerin ötesi için en önemlisi eforlu bir şekilde çalışmaktır.”
“Usta seviyesinde, ilgili rakipler için çalışmak ve hazırlanmak artan bir şekilde önemli olmaya başladı.”
“… birde kendi oyunlarımızı ciddi şekilde incelemek ve açılış repartuarı.”
” Satrançta gelişim sadece satranç kaynaklarına yoğun bir şekilde çalışmakla mümkündür.”
“Satranç daha çok bilgi kırıntılarını absorbe etmek gibidir ve bunu oyuncular daha fazla pratik ve oyunları üzerine otopsi yaparak doğal bir şekilde uygularlar.”
“Formumu tutmak için düzenli bir şekilde oynamam gerektiğini gördüm.”
“Çalışma olmazsa oyuncular âtıl olmaya eğilim gösterecektir.”
“Oynamak sizi daha fazla çalışmaya motive ediyor.”
“Pratik çalışmaktan daha önemlidir. Güçlü oyunucuların(2400+) hepsi çalışmaz.”
“Performansınızı değerlendirmek zorundasınız… bunu yaparak öğrenirsiniz. Oyun dışında çalışmakta öğrenmeyi artırır.”
“Hesap hünerine çalışmak düzeyimin 100 ELO puanı kadar artışına neden oldu.”
“Özel eğitmen kişinin hatalarını gösterir. Yoksa ilerlemek çok zordur, en azından belli bir seviyenin üzerinde.”
“Doğru eğitmen … fevkalade önemlidir. Bu kişiyle oyunları gözden geçirmek çok önemlidir.”
“Bir diğer etken açıkca eğlenebilmektir… çok çalışmak… yeterince sıkıcı ve mekaniktir.”
“Çok çok fazla… yıldırım… sizi iyi bir oyuncu yapar.”
“10 yaşın altında ciddi bir şekilde satranç ile ilgilenmek işin temelidir.”
Yazan Dr Robert Howard
Çeviren Ferdi Sert
Ferdi Sert kendini şöyle anlatıyor:
Doğdum, büyüdüm ve Satranç’ı görünce aşık oldum. Altı yaşında nasıl öğreneceğim sıkıntısını çekmeden Satranç oynamaya başladım. Ama kadere bak, lise yıllarına kadar yollarımızı ayrı belledi. Kavuşur kavuşmaz aşkımızı doya doya yaşamaya devam ettik. Oysa iki gönül bir olunca samanlık seyran olur yalanına işte o zaman tanık oldum; imkan ve para olmadan bu iş yürümezmiş. Kazancım yettiğince satrançımı mutlu etmeye çalıştım. Kılı kırk yararak bulduğum kitapları okuyarak, sazının telleri eksik başka mecnunlarla atışarak, tozlu kütüphane raflarında gül gibi solmuş dergileri koklayarak ve haftanın o belirli günlerinde hep o bilindik gazete köşelerini parça parça toplayarak aşkımı anlamaya yeltendim ama nereye kadar? Sevdalılar kervanına başka bir mecnun daha işte!
Bu sevdayı şimdilerde aşkıma yönelik çeviriler yaparak, ara sıra olursa eksimiş sazımla öteki mecnunlarla atışarak devam ettirmeye çalışıyorum. Bazende usta aşıkları izleyerek eskileri anıyorum işte.
Emekliliğe doğru amatör olarak satranç antrenörü ve hakemi olmayı düşünüyorum. Mümkün olduğunca amatör olarak makale ve kitap çevirisi yapmayı planlıyorum.
Başka bir çalışmada görüşmek üzere.
Ferdi Sert