2000 yılı öncesinde başarıya hasret olan Türk satrancı artık dünya arenasında sesini yüksek sesle duyuruyor. Kübra Öztürk’ün iki Avrupa Yaş Grubu Şampiyonluğu ve Ekatarina Atalık’ın Avrupa Bayanlar Şampiyonluğu’ndan sonra Denizcan Temizkan da Avrupa 8 Yaş Altı Şampiyonu oldu.Şüphesiz her başarının altında çalışma, yetenek ve özveri yatar. Böyle bir başarı için ise iyi bir antrenör temel bir şarttır. Denizcan Temizkan’daki satranç sevgisini keşfederek ona en iyi şekilde eğitim veren FM Emrah Yağız şampiyonun ve şampiyonluğun hikayesini anlatıyor.
Selim Gürcan: Avrupa 8 Yaş Altı Şampiyonası’nda Denizcan Temizkan’ın da antrenörlüğünü yaptınız. Böyle bir başarıyı bekliyor muydunuz?
Emrah Yağız: 2008 Türkiye Yaş Grupları Şampiyonasından sonra hedefimiz Avrupa 8 Yaş Altı Şampiyonası’nda üst sıraları zorlamaktı. Biz çalışmalarımızı bu hedef doğrultusunda yaptık ama bildiğiniz gibi böylesine bir başarı için çok çalışmak gerekliydi. Her zaman şu soru beni rahatsız ediyordu: Acaba yeterli çalışmayı yapıyor muyuz? Yarışmanın ilk günleri Azerbaycan’dan gelen sporcuların velileriyle yaptığımız konuşmalarda çocuklarının haftanın 5 günü 4’er saat eğitim aldıklarını duyduğumda karamsarlığa düşmüştüm ama yinede kendime ve Denizcan’a olan güvenimi kaybetmedim. Benim için başarı öğrencimin gerçek performansını göstermesi olduğundan sonuçla ilgili bir telaşa hiçbir zaman kapılmadım.
Turnuvada evet şimdi şampiyonluk gelebilir dediğiniz kritik bir tur oldu mu?
Tam tersi. Turnuva baştan sona çok çekişmeli geçti. Hatta son tur maçları oynanıyorken ben Denizcan’ın şampiyon olamayacağını gördüğüm pozisyondan itibaren maçı internetten izlemeyi bıraktım ve soğuk bir duş almak için odama çekildim. İmkansızın gerçek olmasını hayal ederken kafilemizin oda kapısını kırarcasına “Şampiyon oldu Denizcan” demesiyle çılgına döndüm. Benim için çok heyecan verici dakikalardı. Çünkü bir emeğin karşılığı en güzel nasıl alınabilirdi. Teşekkürler Denizcan!
Böyle bir başarı elde eden her sporcunun öğretmeni antrenörü haklı olarak kendinin adının anılmasını da ister. Ne var ki biz rastlantı eseri Denizcan’ı sizin çalıştırdığınızı öğrendik. AYGEG yapısı altında kamplarda çocuklarla ilgileniyorsunuz ama Denizcan ile özel bir çalışmanız da olmuş. Denizcan’ı farketmenizi ve onunla olan çalışmanızı anlatır mısınız?
Bence daha çok Denizcan’ın ön plana çıkması önemli. Denizcan’la çalıştığımı bilmesi gerekenler biliyor diye düşünüyorum. Bu açıdan bir rahatsızlık duymuyorum. . Çünkü bu başarıda çok kişinin katkısı var. Samandağ Kaymakamlığı’nın, Samandağ ROK Satranç Kulübü Kurucularının, Sınıf öğretmeni Bedrettin Günay’ın ve Ailesinin desteği küçümsenemez düzeyde. En büyük pay da şüphesiz Denizcan’a ait.
Altın Çocuk!
“Satrançta çok ufak yaşta elde edebilecek en büyük başarılardan birini elde eden Denizcan Temizkan’ın önünde uzun bir yol var. Emrah Yağız’a göre Denizcan’ın en büyük avantajı büyük satranç sevgisi. Saatlerce bıkmadan usanmadan satrançla ilgilenebiliyor. Dar gelirli bir aileye sahip olan Denizcan’ın ne bilgisayarı ne de internet bağlantısı var. Bu anlamda dünya ile oynama imkanına sahip olan rakiplerinden çok geride. Kim bilir belki de bu avantajdır çünkü çocuklar için bilgisayar demek bir anlamda da satranç dışında pek çok zevkli ama zaman kaybettirici oyun demek!”
Genel olarak Antakya’daki çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Antakya Satranç Kulübündeki çalışmalarımın yanısıra haftanın iki günü Samandağ Rok Satranç Kulübünde Denizcan’ında içinde bulunduğu 8 yaş altı bir grup öğrenciye haftada 4 saat eğitim veriyordum. Bu öğrenciler arasında performansı giderek artmaya başlayan ve hafızasıyla, satranca olan sevgisiyle dikkati çeken Denizcan’la özel çalışılması gerekliliği oluşmuştu. Bu gerekliydi çünkü her derste kendisinden çok yüksek düzeyde verim alıyordum. Bu, katıldığı yarışmalardaki oyunlarına da yansıyınca “bir dikili fidanım olsun” misali hemen özel çalışmalara başladık. Haftada 2 kez 3’er saat olmak üzere bire bir, 2 kezde 2’şer saat grup eğitimiyle çalışmalarımıza başladık. Toplamda 5-6 ay kadar bu tempoda çalıştık. Bunun yanı sıra yerel ve yöresel yarışmalara da katıldık.
Mutevazı yapınızdan dolayı çok söylemek de istemiyorsunuz ama öğrendiğimiz kadarıyla bu özel çalışmalarınızı Denizcan’ın ailesi karşılayamayacağı için bedelsiz olarak yapıyormuşsunuz. Her türlü takdire layık bir davranış. Denizcan’ın Avrupa Şampiyonu olması sizin için nasıl bir duyguydu. Aktif bir sporcu olarak kendi elde ettiğiniz başarılarla mukayese edebilir misiniz?
Öğrencimle çalışmaktan zevk alıyorsam, koyduğumuz hedefe emin adımlarla yaklaşıyorsak benim için düşünülmesi gereken başka birşey yoktur. Denizcan’ın elde ettiği başarının duygusal açıdan tarifi mümkün değil. Ama şunu diyebilirim ki Denizcan ona destek olan herkese yetecek bir Teşekkür sundu.
Denizcan ile ilgili olarak planlanan bir program var mı? Siz ve TSF bu konuda ne tür adımlar atacak? Hem çalışma hem turnuva anlamında.
Denizcan’la yol alacağımız yeni hedefimiz 19-31 Ekim 2008 tarihlerinde Vietnam’da gerçekleşecek olan Dünya Yaş Grupları Şampiyonası 8 yaş kategorisinde üst sıraları zorlamak. Az vaktimiz kaldığı için çalışmalarımızı programım el verdiğince yoğun geçecek bir şekilde ayarladık. Federasyon olarak Denizcan’ın sorumluluğu bana verilmiş durumda. Bu sebeple Denizcan için başka illere geçme projemi Antakya’da kalma olarak değiştirdim. Turnuvalara katılım için ise finansal anlamda bir sıkıntımız mevcut ama sponsorluk arayışları içerisinde olduğumuzdan bu problemin çözümleneceğini düşünüyorum. Bu konuda destek olan olursa önümüz açık demektir.
Genel olarak Antakya’daki çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
2 senedir Antakya Satranç Kulübünde eğitim vermekteyim. İlk defa bu sene Antakya Satranç Kulübü yeni değişen vizyon sahibi yönetimi ile ve Denizcan’ın elde ettiği başarının da etkisiyle bana öğrencilerimle birlikte yol alabileceğim, hedefe yönelik bir çalışma ortamı sağlandı. Az sayıda öğrenciyle yoğun bir şekilde çalışarak başarının peşinden koşacağımız bir maratondayız. Haftanın 2 günü de Samandağ ROK Satranç Kulübünde eğitim vermekteyim.
İstikbal vaat eden genç bir satranççı olarak pek çok ağır işin altından kalkıyorsunuz. Teknik Kurul’da görevlisiniz. UKD ELO hesapları sizin sayenizde düzene girdi. AYGEG’de çalışıyorsunuz ve Antakya?da antrenörlük yapıyorsunuz. Ayrıca aktif oyuncusunuz. Beşiktaş takımında oynuyorsunuz. Hepsi bir arada zor olmuyor mu?
Zorlandığım anlar oluyor fakat elimden geldiğince bir program dahilinde hareket etmeye çalışıyorum. Herşey Satrancın Türkiye’de daha iyi bir yere gelmesi için.
Haber ve Röportajla ilgili Yorumlar