Azeri Büyükusta Şehriyar Mamedyarov 19 yaşında ve 2656 ratinge sahip. Üstelik ratingini arttırmaya da devam ediyor. Dünyanın yakından takip ettiği ve geleceğin dünya şampiyonu adayı olarak görülen Mamedyarov Türkiye’ye yabancı değil. Son olarak 2003 yılında Eczacıbaşı Takımının birinci masasında Türkiye Birinci Liginde oynadı ve harika oyunuyla izleyenleri kendine hayran bıraktı. Nasıl oynadığını anlatmak yerine size GM Şehriyar Mamedyarov’un dört oyununu göstermek daha iyi olur sanırız.Fotoğrafta Eczacıbaşı’ndan takım arkadaşları IM Kıvanç Haznedaroğlu ve IM Mert Erdoğdu ile görülen Mamedyarov tüm başarılarına rağmen dost canlısı ve mütevazı bir insan. Kendisine nasıl bu kadar kuvvetli oynadığını soranlara içten bir şekilde “Ben de insanım, siz de. Aramızda fark yok, çalışınca oluyor” şekilde cevap verebiliyor. Veya İstanbul’da ligde oynarken IM Sideifzade ile oyunun en kritik noktasında derin düşüncelere dalmışken hakem “Ayağını sallama!” diye gereksiz yere dikkatini dağıtınca önce şaşkınlığa düşüyor ama sonra gülümseyerek bunu bir sorun yapmıyor. Kazanma hırsı ve enerjisi ise asla centilmenliğine gölge düşürmüyor. Yine ayağını sallayarak rakibi rahatsız ettiği düşünülen maçta, IM Sideifzade’nin bayrağı saat çalışmadığı için düşünce, karışık bir konum olmasına rağmen… Ropörtaj yazının devamında.
Fotoğrafta Eczacıbaşı’ndan takım arkadaşları IM Kıvanç Haznedaroğlu ve IM Mert Erdoğdu ile görülen Mamedyarov tüm başarılarına rağmen dost canlısı ve mütevazı bir insan. Kendisine nasıl bu kadar kuvvetli oynadığını soranlara içten bir şekilde “Ben de insanım, siz de. Aramızda fark yok, çalışınca oluyor” şekilde cevap verebiliyor. Veya İstanbul’da ligde oynarken IM Sideifzade ile oyunun en kritik noktasında derin düşüncelere dalmışken hakem “Ayağını sallama!” diye uyarınca önce şaşkınlığa düşüyor ama sonra gülümseyerek bunu bir sorun yapmıyor.
Kazanma hırsı ve enerjisi ise asla centilmenliğine gölge düşürmüyor. Ayağını sallayarak rakibi rahatsız ettiği düşünülen maçta ilginç bir durum olur. Bayrağı düşen Sideifzade tebrik için elini Şehriyar’a uzatır. Şehriyar oyun karışık olmasına rağmen tereddüt göstermeden saatin bozuk olduğu için bayrağın düştüğünü ve devam etmeleri gerektiğini söyler. İlginçtir ki bu durumu aslında IM Sideifzade bile fark etmemiştir. Hakem gelir saat değiştirilir, zaman eklenir. Şehriyar zor da olsa oyunu kazanır. Asla kolaycılığa kaçmayan, tahtada mücadeleden kaçınmayan bir kişiliğin ifadesidir bu aynı zamanda.
Şehriyar Mamedyarov Röportajı
Arka arkaya elde ettiğiniz başarılar ile dünyanın gözde genç oyuncularından biri oldunuz. 18 yaşında Dünya Gençler Şampiyonu oldunuz ve ratinginiz 2646. İlerisi icin hedefleriniz neler?
Hedefim dünyanın süper satranççılarından biri olmak! Ama bunun için çok çok çalışmam lazım ve çalışıyorum! 2656 dünya satranç arenasında çok da yüksek elo sayılmaz. Ama yaşım 19 olduğundan fena da değil.
Satranca kaç yaşında başladınız ve ciddi olarak satranççı olmaya ne zaman karar verdiniz?
Satranca 8 yaşında babam ve aynı zamanda antrenörüm olan Hemid Mamedyarov’un isteği ile başladım. Ablam Zeynep ile beraber çalıştık ve satranca başladığımız andan itibaren profesyonel olarak durmadan çalışıyoruz! Eğer bu işte profesyonel olmayı arzulamazsanız iyi neticeler de elde edemezsiniz.
Tam anlamıyla sporcu bir aileden geliyorsunuz. Ablanız Zeynep Bayan Büyükusta ve kardeşiniz Türkan da ablasıyla beraber Azerbaycan’ın milli takım oyuncularından. Aynı zamanda babaniz da halter antrenörü. Böyle bir aileden olmanın ne tür avantajlari var?
Babam başarılı bir halterci ama kendisi zeka oyunu olan satrancı çok sevdiğinden bizi satranççı olmaya teşvik etti. Satranca Zeynep ile beraber başladık ama ben bir gün erken başladım! Türkan o zaman 4 yaşındaydı ama 1 sene sonra o da başladı. Şimdi bizle ilgilenen tek kişi babamız. Ben ve Zeynep hem Dünya hem Avrupa Şampiyonuyuz. Türkan ise Avrupa Şampiyonu ve Dünya Şampiyonası’nda ikincilik elde etti. Daha başka başarılarımız da var. Tabii ki devam edeceğiz!
Nasıl satranç çalışıyorsunuz?
Antrenörümüz babamız ve kendimiz evde çalışıyoruz. En büyük yardımcımız kitaplar. Ben günde 6-8 saat arası çalışıyorum. Zeynep 5-7 saat, Türkan ise 4-6 saat arası çalışıyor. Bu çalışmaların yanı sıra Tenis ve Futbol oynuyoruz ve aynı zamanda koşarak fiziksel olarak da hazırlanıyoruz.
Türkiye’deki satranç gelişmelerini nasıl görüyorsunuz ve Türk satranççılarına tavsiyeleriniz neler?
Türkiye’de orta seviyede çok satranççı var ama üst düzey oyuncu yok. Yalnız son yıllarda Türkiye’de pek çok önemli turnuvalar düzenlenmekte ve bunun sonucunda muhakkak birkaç yıl içinde büyük başarılar gelecektir! Türkiye’deki gençler satranca profesyonel olarak yaklaşmıyor. Satranç zeka oyunu ve çok çalışma gerektiriyor. Ama ne yazık ki Türkiye2de çok satranççı olmasına rağmen kimse profesyonel olarak ilgilenmiyor. Profesyone olmayınca başarı beklemek hayaldir. İnanıyorum ki yakında Türkiye’den üst düzey oyuncular çıkacak. Türk satranççılara bu yolda başarılar diliyorum.
Geçen senenin lig şampiyonu Eczacıbaşı takımının lig maçlarında başarıyla oynadınız. Takımın atmosferi nasıldı?
Ailecek içinde olduğumuz Eczacıbaşı takımı içindeki güzel arkadaşlık ortamıyla örnek bir takım. Böyle samimi ve dostça bir ortamda hem oynamak hem de başarı elde etmek harika.
Azerbaycan milli takımı tamamen genç oyunculardan oluşuyor. Ne oldu da Azerbaycan’dan bir anda bu kadar genç büyükusta çıktı?
Bizim gençler arasında küçük yaştan itibaren rekabet vardı. Bunda en büyük etken birbirimize yakın güçte olmamızdı. Herkes başarılı olmak sitiyor ve çok çalışıyordu. Bu rekabetin sonucunda gençlerimiz milli takım seviyesine gelebildi. İnanıyorum ki bu takımla Olimpiyatta başarılı olacağız ama biraz tecrübeye ihtiyacımız var.
Oynadığınız oyunlar arasında en beğendikleriniz hangileri?
2003’te Kharitanov-Mamedyarov ve Mamedyarov-Kallio 2002’de Mamedyarov-Galstian, 2004’te Mamedyarov-Timofeev en beğendiklerim. Daha çok oyunum var ama hepsini saymak istemiyorum. Güzel oyunum çok çünkü ben her maça gittiğimde hep kazanmak için oynuyorum. Hiçbir zaman beraberlik için oynamadım. Bu sebepten çok sayıda güzel taktik maçlarım var. Bu şekilde oynamaya devam edeceğim.
07/04/2004
Röportajı yapan Selim Gürcan