Ali Dikmen’in Avrupa Yazışmalı Satranç Şampiyonu Fatih Atakişi ile yaptığı röportajı yayınlıyoruz.
Ali Dikmen: Öncelikle Türkiye ye karşı aldığınız galibiyet için kutlarız. Bu maç hakkındaki yorumlarınızı öğrenebilir miyiz?
Fatih Atakişi: Oldukça zor bir maçtı. Bütün cevap veren oyuncuların kayıtlı olması sayesinde oldukça kuvvetli oyunculara karşı oynadım.Son hamleye kadar hiç bir kötü hamle gelmedi. Açılış esnasında girebileceğim riskli varyantlar vardı.Ancak maçlarımın yoğunluğu nedeniyle girmedim. Son hamleye kadar çok eşit geçen bir maç oldu. Avrupa Yazışmalı Satranç Şampiyonu Fatih Atakişi ile Ali Dikmen’in yaptığı röportajı yayınlıyoruz.
Öncelikle Türkiye’ye karşı aldığınız galibiyet için kutlarız. Bu maç hakkındaki yorumlarınızı öğrenebilir miyiz?
Oldukça zor bir maçtı.Bütün cevap veren oyuncuların kayıtlı olması sayesinde oldukça kuvvetli oyunculara karşı oynadım.Son hamleye kadar hiç bir kötü hamle gelmedi.Açılış esnasında girebileceğim riskli varyantlar vardı.Ancak maçlarımın yoğunluğu nedeniyle girmedim. Son hamleye kadar çok eşit geçen bir maç oldu. Sizce yazışmalı satrançta Türkiye nereye gidiyor? Gelişme yolunda.Ben 1988 de yazışmalı satranca başladığımda ilgi hiç yoktu.Posta ile olan turnuvalar çok uzun sürüyordu. E-mail ile turnuvaların başlaması ile hem Türkiyede hemde dünyada ilgi artı.Turnuvaların bitiş süresi çok kısaldı. Satranç Okulu turnuvasına gelen 150 başvuru Türkiye’de de büyük bir ilginin olduğunu gösterdi.Türkiyede yapılan ilk turnuva için bu katılım sayısı mükemmel. Yazışmalı satrancın gerlişmesi için çok sayıda turnuva düzenlenmesi ve sponsor lazım.
Size göre Türkiyenin yazışmalı satrançta dünyadaki yeri nedir?
Şu anda 2 ligde oynuyoruz diyebiliriz. Ancak 3 SIM ve 10 kişi kadar 2300 elo üstü oyuncumuz olması dikkate değer. Ayrıca 5-6 oyuncumuzda şampiyonlar liginde yabancı takımlarda oynuyorlar. Beklentilerime gelince… 3-4 sene içinde 3 GM bekliyorum.Ayrıca IM ve SIM ünvanı kovalayan oyucularımız var. IM ve SIM unvanlarının çok daha kısa zamanda geleceğini umuyorum. Yazışmalı satrançta dayanıklılık ve sabır satranç bilgisi kadar önemli. Dayanıklı ve birbirine bağlı bir takım oluşturduğumuz zaman Avrupa şampiyonası ve Olimpiyatlarının sürekli final grubu takımı haline geliriz.Ancak bu kısa süre içinde girdiğimiz takım turnuvalarında bazı oyuncular takımı yarı yolda bıraktılar. Bu sonuçları çok olumsuz etkiledi.
Sizin masa başı satrancı bırakmazın sebebini öğrenebilir miyiz?
En son Kayseri takımı ile ligde oynuyordum.Ancak sabah 8 akşam 8 iş olunca masa başı satranca ayıracak vakit kalmıyor. Ayrıca masa başı satraçta Türkiyede oyuncuları motive edecek hiç bir şey yok. Ligin veya turnuvaların görsel veya yazılı basında hiç bir reklamı yok.Turnuvalar çok uygunsuz ortamlarda oyanıyor. Zirvedeki oyuncular için bile maddi olanaklar yok denecek kadar kısıtlı.Sponsor bulmak sadece şansa veya tanıdıklara kalmış durumda. Bu şartlar altında iyi bir satranççının bile yurt dışına açılması olanaksız. Yazışmalı satranca geçmemin en önemli sebebleri bunlar. Hiç olmazsa bazı hedefler belirleyip kendi çabanızla zirveye kadar gelmeniz mümkün.
Siz 53.Avrupa Şampiyonası’nı kazandınız daha sonra federasyonla aranızda sorunlar oldu, bu konuda biraz bilgi verebilir misiniz?
53.Avrupa şampiyonasını kazandıktan sonra bir önceki Sn.Kahraman Olgaç yönetimindeki federasyona ödül yönetmeliğinden yararlanmak için başvurdum. Ancak ne Sn.Kahraman Olgaç federasyonu ne de şimdiki Sn. Ali Nihat Yazıcı federasyonu bu şampiyonluğu tanımak istemediler. Şu anda mahkeme aşamasında olduğumuz için başka birşey söylemek istemiyorum. Ancak bu benim içimde kanayan bir yara ve ödülü alsam bile benim için hiç bir manevi anlamı kalmadı. Ayrıca uluslararası federasyonun beni 53.Avrupa şampiyonu olarak tanıması ve Türkiye satranç federasyonunun tanımaması çok ilginç bir çelişki.
Sizce Türkiye’de masa başı satrancın durumu ne?
Pek iyi sayılmaz. En son olimpiyatta bizden daha zayıf ekiplere kaybettik. Eskiden dünya klasmanında bizim altımızda olan pek çok ekip artık bizden kuvvetli durumda. Satrançta başarı için profesyonellik ve sponsor lazım. Amatör şartlarda ancak bu kadar olabiliyor.Turnuvalar öncesi iyi bir hazırlık dönemi lazım. Oyuncular geçimlerini düşünürken masa başında satranca konsantre olmaları çok zor. Başka bir önemli konuda okullardaki satranç eğitimi ve satranç eğitimcileri. Federasyon sadece kendi açtığı 1 haftalık kurslarla eğitici belgesi verdiği oyuncuların hocalık yapmasına izin veriyor ve ünvanlı oyuncuların veya yüksek eloya sahip oyuncuların eğiticilik yapabileceğini kabul etmiyor. Aynı zamanda 1200 ukd gücünde oyunculara belge veriyor. Halbuki 1200 ukd demek sadece taşların hareketini bilen kendisi ders almak durumunda olan oyuncu demektir. Bu kişi kimseye birşey öğretemez hatta çok büyük ihtimalle ders verdiği sınıfta kendisinden daha kuvvetli bir oyuncuya rastlayacaktır.O zaman hoca kim olacak? Ayrıca bu eğitimciler hangi müfredeat programını takip edecek, ne öğretecek ve öğrencilerini nasıl sınayacaklardır. Bunlar üzerinde düşünülmesi gereken konulardır.
Bu röportaj için size teşekkür ederiz.