İş Bankası Ligine yeni katılan Adana Truva Spor Kulübü yeni olmasına rağmen tüm maçlarını kazanarak ilk şampiyonluğuna ulaştı. Kulüp Başkanı Menderes Çoban’ın sağladığı destekle takımı baştan oluşturan Kaptan IM Barış Esen, şampiyonluğun detaylarını tüm ayrıntılarıyla anlatıyor. Şampiyonluk için nasıl bir transfer politikası uygulandı. Söz verdiği halde gelmemekle tehdit edip daha çok para isteyen Azeri GM kimdi. İlginç röportaj İbrahim Ethem Ay tarafından yapıldı. Bu uzun röportajın ilk bölümü haberin devamında.
İbrahim Ethem Ay: Öncelikle röportajı kabul ettiğin için teşekkür ederim Sevgili Barış Esen. Sizin Türkiye?de satranç adına ne kadar önemli bir isim olduğunuz ortada. Ben de sizin gibi bir ustayla yıllardan beri aynı şehirde satranç oynadığım için ve sizi tanıma fırsatı bulduğumdan dolayı çok mutluyum.
Barış Esen: Rica ederim
Truva’nın şampiyonluğu büyük ses getirdi. Siz de bu başarının mimarlarındansınız. Bize kısaca başarıyı özetler misiniz? Takım nasıl kuruldu, nasıl bu günlere geldiniz kısaca bahseder misiniz?
Bana kulübün başkanı Menderes Çoban bundan 2 yıl önce geldi -sanırım 2006 yaş gruplarında- ”Biz şu an 2. ligdeyiz, 2 sene sonra şampiyonluğa aday bir takım kurmak istiyoruz, sizi de takımda görmek isteriz” dedi. Ben de profesyonel bir oyuncu olarak tabi dedim, daha o zamana çok var siz lige bir çıkın ben tekliflere açığım dedim. O zaman Beşiktaş adına oynuyordum. Sonra ben Adana OPEN?a gittim 2006?nın Kasım ayı. Benim şu anki nişanlım Adanalı olduğu için -o zaman nişanlım değildi sadece flört ediyorduk- onun da etkisiyle ordaydım, Menderes Bey tekrardan bana bu amaçlarını yöneltti bende bu o kadar kolay bir şey değil çok iyi bütçe lazım dedim. Bu düşüncesi bana o zaman pek de inandırıcı gelmemişti. Birçok kişi takım kuralım şampiyon olalım fikri ile konuşmak istiyor sonuçta.
Menderes Bey: “Benim Sayın Başkan Ali Nihat Yazıcı’ya sözüm var. 2008’de lig şampiyonluğuna oynamak istiyoruz.” dedi
Ben de peki dedim! Neyse Truva zar zor da olsa 1. lige çıktı. Ben o sırada 2.lig maçları yapıldığı zaman da Denizli İhtisas Kulübünün antrenörlüğünü yapıyordum Konya’da.
2007 Temmuz’unda nişanlımı görmek için Adana’ya gidince bunu fırsat bilen Menderes Bey, eniştesiyle birlikte eniştesinin iş görüşmesi için kendisine gelen şimdiki nişanlımdan geldiğimi öğrenip benimle bir görüşme ayarladı.Nişanlım Nesibe, Menderes Bey’in satranç kulübüne önceden gelip gittiği için onlar da önceden tanışıyordu ve Nesibe’nin de benim Truva’da oynamam konusunda bu yönde hep olumlu katkısı oldu. Neticede gittik konuştuk, benim hem orda hocalık yapmam hem de takımda oynamam için anlaştık. Ve serüven böylece başlamış oldu.
Kulüp Başkanı Menderes Çoban Başkan Yazıcı’dan madalyasını alırken. “Benim Sayın Başkan Ali Nihat Yazıcı’ya sözüm var. 2008’de lig şampiyonluğuna oynamak istiyoruz.” diyen Menderes Çoban sözünü tutuyor! (Resim TSF)
İnanılmaz bir öykü… Gerçek bir şampiyonluk hikayesi! Şu art arda gelen tesadüflere, birbirini etkileyen olaylara bakınca Truva’nın şampiyonluğu biraz daha ilgi çekecek gibi geliyor bana! Peki şampiyonluk için yola çıktığınızda takımda kimler vardı? Yani siz ilk büyük transferi misiniz Truva’nın?
Evet, ilk büyük transfer benim (gülüyor). Takımda o zaman Kadir Guseinov ve Eltaj Safarlı da vardı ve takımın yerel oyuncuları Mete Sadık Çoban ve Pınar Karayaylalı da takımın iskeletini oluşturan diğer isimlerdi!
Peki, transfer politikanızı nasıl belirlediniz? Bildiğim kadarıyla transferlerde de etkin rol aldınız.
Evet, transfer olayında gerçekten bir başarı sağladığımı düşünüyorum. Beşiktaş?taki tecrübelerim doğrultusunda hareket ettim. Orada da tek yabancıyla şampiyon olurken çok sağlam genç masalara sahiptik. Alt masalardan çok yüksek verim almıştık.
Ben biliyordum ki arka 5 masa iyi olursa %70 şampiyon oluruz; çünkü üst masalar için oyuncu bulmak kolay eğer iyi bir bütçeniz varsa tabii!
Yani öncelik olarak alt masaların transferine hız verdiniz doğru mu?
Evet, çünkü en iyi Türk çocuk masalarına sahip olmak bence 2700 lük GM’ ye sahip olmaktan çok daha önemli idi birincilik için. İlk yaptığım transfer ki takım için yaptığım en iyi transfer olarak düşünürüm: Selen Sop?tu.
Bildiğim kadarıyla Selen Sop 15 ‘te 14.5 gibi inanması güç, müthiş bir performans ortaya koydu.
Yok, 15’te 13.5 yaptı. Bir maç kaybetti ama onun da yorgunluktan olduğunu düşünüyorum. Çünkü Selen kendi yaş grubunun çok üstünde satranç oynuyor.
Şampiyon Adana Truva Takımı! (Resim TSF)
Peki bu masa için yine sizin de eski bir öğrenciniz olan benim de takım arkadaşım, Sevgili Ayça Fatma DURMAZ’ı hiç düşünmediniz mi? Böyle bir transfer girişiminiz oldu mu?
Düşündüm hatta ilk aklıma gelen oydu. Ama duygusal davranamazdım birincilik için oynuyorsak en iyisini almamız lazımdı. Sonuçta Menderes Bey bana güvenerek tam yetki vermişti ve profesyonelce davranmak zorundaydım. Hem yine kendi öğrencilerimden Mete Sadık Çoban da vardı kadroda. Bu sene OKS senesi olduğu için fazla çalışma imkanı bulamamıştık. İmkan bulduğumuz zamanlarda da abi kardeş birbirlerini oklavayla kovalıyorlardı on beş dakika sonra! (Gülüyor)
Rakiplerimizi düşünerek bir kadro kurmaya karar vermiştim. Mesela THY’ye karşı bir kadro kurmak
gerçekten zordu; çünkü ellerinde Türkiyenin en kuvvetli 3 IM’si vardı. Kıvanç(Haznedaroğlu), Mert(Erdoğdu) ve Emre(Can)! Bu arkadaşlarım benim milli takımdan da çok yakından tanıdığım ve sevdiğim isimler aynı zamanda.
Bir saniye Türkiye’nin en kuvvetli üç IM’si mi dediniz yoksa bu lafın gelişi miydi?
Türkiye’nin en kuvvetli oyuncularından diyeyim de kendi hakkımı yemeyeyim(Gülüyor)
Ya sonra?
Ata Seçer’i almak istedik. Yakup (Erturan) ve Ata (Seçer) kulüplerinde kalmayı tercih ettiler. Sonra THY oyuncularını da takıma alabilirdik. En güçlü parçalama yöntemi!
Şüphesiz (Gülüşmeler)?
Bütçemiz doğrultusunda bu dört oyuncuya teklif yaptık ve sadece Kıvanç Haznedaroglu? nu ikna edebildik. Sonra da ikinci ligdeki takımı yükselemeyen Betül bizim takımımıza gelerek bir üst lige terfi etmiş oldu(Gülüyor)
Sevgili dostum Mustafa Yılmaz’ ı kadroya almaya ne zaman karar verdiniz?
Aklımdan şu geçiyordu:
1 Guseinov
2. Kıvanç
3. Ben
4’e de iyi bir Türk bulursak
Zaten Bayan Masa Betül, Genç Masa da Eltaj. Selen ve Mete Sadık da 14 Yaş Altı Masalarda sağlam duruyorlar. Pınar Karayaylalı 16 Yaş Bayan Masayı rahatlıkla taşıyabilirdi. Sıra gelmişti bir Türk oyuncu bulmaya. Aslında bir Türk almadan önce Hou Yifan?ı düşündük. Neredeyse on masada da oynayabiliyordu (Gülüyor) Bu sayede herkese farklı kadrolarla çıkabilecektik. Ama maalesef olmadı. Çinli oyuncu Bu Xiangzi (yaklaşık 2700 Elo ve Dünya?nın en genç GM olan oyuncusu) ile anlaşmıştık fakat Çin’in milli takım elemeleri turnuvası çıkarsa gelemeyeceğini söylemişti nitekim öyle de oldu. Sonunda da kararımızı TED?in güçlü oyuncusu Mustafa?dan yana kullandık. Aslına bakarsanız Mustafa’nın bonservisi önceleri el yaktığı için Oğulcan Kanmazalp, Burak Fırat ve Mert Yılmazyerli’ye öncelik verdik. Fakat hepsi bizi reddetti. Bu arada Nana Dzagnidze’yi de takıma dahil etmiştik bile!
IM Haznedaroğlu ve genç yetenek Mustafa Yılmaz şampiyonluk turu atıyor! (Resim TSF)
Benim en ilginç bulduğum transferiniz bu Dzagnidze transferiniz. TSF forumda da dile getirdiğim gibi Türkiye Birinci Liginde Bayan Masa’da Türk sporcuların yer bulması artık çok zor. Betül Cemre YILDIZ gibi bir isim kadronuzdayken Nana’yı almayı neden istediniz? Her ne kadar doğru bir karar vererek şampiyon olduğunuz ortada bile olsa ben elinde Betül Cemre YILDIZ olan bir takımın yabancıya gereksinim duymasının enteresan olduğunu düşünüyorum ne dersiniz?
Biz Nana’yı Betül’e güvenmediğimiz için değil, 15 maçlık uzun maratonda her an her şey olabilir diyerek kadromuza aldık. Biz Gashimov’la da anlaşmıştık ve Nana’yı da alarak 4 yabancıya ulaşmıştık. Ve böylece çok farklı şekilde oyuna sürebileceğimiz bir kadro elde ettik.Takdir edersiniz ki böyle yapmasak birkaç maç sonra yorgunluk belirtileri oyuncuları kötü etkileyecek ve belki biz şampiyonluktan olacaktık. Buradaki asıl enteresan olan Gashimov’la olan antlaşmanın suya düşme hikayesidir. Biz kendisiyle her konuda anlaşmıştık fakat sonra kendisi Azerbaycan’da Carlsen ve Wang Yue ile birlikte eş puanlı olarak büyük bir turnuva kazandı ve 2700?ün üzerine çıktığını belirterek yeniden anlaşmak istediğini belirten bir mail gönderdi bize. Biz de kabul etmedik.
Peki, FİDE’nin kulüplere tanıdığı haklardan faydalanmadınız mı? Bildiğim kadarıyla bir yıl hiçbir kulüpte oynamama cezasından tutun da pek çok yaptırım uygulayabiliyor FİDE böyle durumlarda. En son Antalya Çallı Spor karşılıklı anlaşarak Lela Javakishvili’ye karşı bu hakkını kullanmaktan vazgeçti diye biliyorum.
Sayın Menderes Beye ısrar etmeme rağmen ikna edemedim. Yaptığı yanına kalmamalıydı. Bu sportmenliğe aykırı. Ben Gashimov’a sözünde durmayacak mısın dediğimde anlaşmada böyle sözünde durmak durmamak gibi şeyler yazmıyor diyerek gelmeyeceğini söylemişti. Bonservis ücretini de ödemiştik oysa!
Şu an sizin oyuncunuz yani resmen? Ama oynatamıyorsunuz öyle mi?
Evet, aynen öyle. Gelmeyince oynayamıyor. Sayın Gashimov gelmeyince Betül’ü gençte oynatmak zorunda kaldık. Durum böyle olunca da Mustafa Yılmaz’ı kadroya katmak artık farz olmuştu. Mustafa’yı aradım ve en başından beri kendisini düşündüğümüzü ama yüksek bonservis ücretinden dolayı ürktüğümüzü söyledik. Ama kendisinin bizim için çok önemli olduğunu ve ne pahasına olursa olsun onu kadromuza almak istediğimizi söyledik. O da şampiyonluğa oynayan bir takımda oynamaktan keyif alacağını ama önce kulübüyle görüşmemiz gerektiğini söyledi. Kulüple görüşüldü ve Türkiye?nin öyle tahmin ediyorum ki en yüksek bonservis ücretini ödeyerek Mustafa’yı transfer ettik. Ama buna da değdi diye düşünüyorum.Kendi yaş grubunda ilk maçını kazara berabere yapıp sonra yukarda adı geçen tüm isimlere karşı kazanarak 11 de 10.5 puan yapan birisi için bu miktar az bile (Gülüyor) Gurevich’i de yenerek ne kadar kuvvetli bir oyuncu adayı olduğunu gösterdi ve inşallah bu yükselişi artarak devam eder. Benim gibi iki üç sene aynı ratingde kalmaz(Gülüyor)
“Adana Truvayı zorda bırakan Vugar Gashimov. Bonservis bedeli ödendiği ve söz verdiği halde ratinginin 2700’ü geçtiğini söyleyerek daha fazla para istiyor. Transfer dönemi kapandıktan sonra bu şekilde davranmak adeta şantaj veya nazik ifadeyle fırsatçılık değil mi?”
Takım listelerini görünce neler düşündünüz?
Takım listelerini ilk gördüğümde işimizin o kadar da kolay olmayacağını düşündüm. Belki rakipler bizim kesin şampiyon olacağımızı düşünüyordu ancak ben çok rahat değildim. Çünkü herkes listede Gashimov’u görüyordu bense onun gelmeyeceğini biliyordum(Gülüyor) Beş tane bizim için tehlikeli maç tespit ettim: Doruk Koleji, THY, İSEK Aquamatch, Tarsus Zeka ve kağıt üstündeki kadrosu itibariyle Konya Selçuk!! Ve sonra elime kalemi aldım ve masa masa yerleştirmeye başladım. Ve aslında bu rakiplerden sadece ikisinin bizim için tehlikeli olacağını düşündüm. Onlar da tabii ki Doruk Koleji ve THY. Açıkçası Doruk Koleji’ne biraz ağır basıyorduk ama THY maçı kıran kırana geçecekti. Nitekim öyle de oldu.
Devam edecek.