Sayın Satranç Okulu Yöneticileri ve okurları,
Sayın Atalık’ın her iki röportajını üzülerek okudum. Bu röportajlara gelen tepkileri de dikkatle takip ediyorum. Kısaca söylemek gerekirse Atalık’ın yaptığı eleştirilerin bir kısmında haklılık payı olduğuna katılmakla birlikte çoğunluğunda subjectif bir değerlendirme ve büyük yanılgılar içinde olduğunu görüyorum. Atalık’ta eksik olan başta kendisini olmak üzere kimseyi sevmemesidir. Bu sevgi eksikliği haklı olduğu konularda bile üslup tarzından ötürü kişi ve kurumları kendisinden zorla uzaklaştırmasıdır. Bizler bugüne kadar Atalık’a ne kadar kızarsak kızalım ülke satrancına kazandırılması yönünde hep fikir ürettik. O ne yaptı? Önce, başta şahsım olmak üzere herkesin kişiliklerine saygısızca sataşmalarda bulundu. Bu da yetmiyormuş gibi tüm toplumumuzu yerin dibine soktu ?? Kimsenin milliyetçilik hamaseti yaptığı yok! Bunu yapmayacağımız da herkes tarafından bilinmektedir. Ancak kişiler eleştiri yaparken hadlerini bilmeleri de gerekmektedir. Sınırlar aşılmamalıdır. Özellikle iyi eğitim almış biri daha da dikkatli olmalıdır. Sayın Atalık kimdir ki herkesi yargılayıp kategorileştirebilmektedir?- – Ona bu yetkiyi kim vermiştir? Önce o kendisini bu topluma oyunculuğunu bir kenara koyarak insan olarak kabul ettirmelidir. Onun hakkında da bir sürü spekülasyonlar vardır ve bunlar hiç bir zaman dillendirilmemektedir. Geçmişte onun hakkında da çıkan asılsız dedikodulara nasıl karşı çıktı isem ( Tempo dergisindeki Kara Büyü, Satanistlik iddiaları, şaibeli Romanya maçları vs hep Atalık’ı savundum bunu kendisi çok iyi biliyor) bugün de Atalık’ın kişiler hakkında asılsız suçlamalarına,karalamalarına artık son vermesini öneriyorum.
İddialarının bir ikisi hariç neredeyse tümü gerçek dışıdır. Özellikle hakkımda hepinizce tüm detayları ile malum Kuşadası meselesi başta olmak üzere! O turnuvada ve sonrasında neler olduğu açıkça ortadadır, olaylar tüm yönleri ile herkesçe bilinmektedir ve son Büyük Kulüp toplantısında Sitebank turnuvasının yaptırtılmamış olmasının tarihi hata olduğunu sorumlu kişiler kabul etmişlerdir. Acıklı olan kendisinin bu olayları bilip, saptırması ve gerçek dışı iddialarına inanmış olmasıdır. Atalık’ın 2600 barajını aşamaması ve sıradan Büyük Usta olmasının belki de temelinde yatan bu noktadaki vizyon ve muhakeme eksikliğidir. Atalık en kısa süre içinde özeleştiri yapıp, kendisini toparlarsa Atalık’ı aramızda görmekten memnuniyet duyacağız. Aksi halde doğru zannettiği yanlışlara devam ederse etrafında iki,üç kişi hariç hiçbir dostu ve seveni olmadan yalnızları oynayacaktır. Atalık bugüne kadar hiç bir Türk Oyuncusunun başaramadığı sonuçları almasına rağmen neden bu kadar sevilmediğinin, eleştirildiğinin muhasebesini yapmalıdır. Kimsenin Atalık’tan alıp veremediği yoktur ama Atalık bugüne kadar kendisine menfaat sağlamayacak kişilere selam bile vermekten hep kaçınmıştır. Herkese tepeden bakmayı marifet sanmıştır. Halbuki o tepeden baktığını sandıkça küçüldüğünün farkında değildir. Ona göre herkesin bir fiyatı vardır?! Bu ne biçim yaşam görüşüdür?! Anlamakta zorluk çekiyorum. Oyunculuğuna büyük saygı duyduğum Atalık’a biraz ülkesini ve insanları sevmeyi denemesini, sevmese dahi saygılı davranmaya özen göstermesini öneriyor, tüm kavgaların ve atışmaların yerlerini dostluklar alsın diyorum.
Sevgi ve saygılarımla
H. Sertaç Dalkıran