Salona oturduk. Pencereler hafifçe açıktı ve araba sesleri de teybe kaydolmaktaydı. “Ne içersiniz” diye sordu. Koltuğu yanında içki arabası durmaktaydı. Beni tereddüt halinde görünce kendi teklifte bulundu “Şampanya belki de. Bill’i çağıralım da bizim için bir şişe açsın.”
“Evet, bana Capablanca hakkında ne sormak istiyordunuz? Konuşmalarımız sırasında ondan Capablanca veya Capa diye bahsetti ama asla Raul Jose’yi kullanmadı. Manhattan Satranç Kulübü’ne bağışlanan mektuplarda genelde bu şekilde hitap edilirdi. Örneğin İspanyolca “Mi querido Capablanca” veya resmi mektuplarda onun unvanları sıralanırdı veya Euwe’nin nazik hitabı “Sevgili Capablanca” idi.
Her ne kadar sormanın ayıp olacağı yaşı geçmiş olsa da ona yaşını sormadım.Düşünülen 1900 yılında doğduğuydu ama ancak vefatından sonra tam doğum tarihi öğrenebildim. Olga Evgenyevna Chubarova 1898 yılında doğmuştu. Buluşmamız sırasında ise 86 yaşındaydı.
Olga Capablanca ilerlemiş yaşında Kasparov ile beraber.
Capablanca tabii. Onun hakkında ne anlatabilirim? Ne zaman mı tanıştık? Tam olarak 50 yıl evvel burada New York’ta 1934 baharında tanıştık. Küba Konsolosunun evinde bir parti vardı. Pek iyi değildim ve berbat gözüküyordum ama kızkardeşim beni oraya sürükledi… (Olga Capablanca uzun uzun dönemi ve dönemin kıyafetlerini anlatıyor – Satranç Okulu) İşte bu partide Capablanca ile tanıştım. Nasıl biriydi? O tam bir kraldı ve her anlamda kral gibi davranıyordu. Biri sümultane gösterisi öncesinde Capablanca’nın kim olduğunu sorunca, ona “herkes içeri girdiğinde hemen onu farkedersin” diye cevap verirlerdi. Belçika’da Capablanca diplomatik bir resepsiyondaydı ve diplomat olarak Belçika Kralına takdim edilecekti. Kral, Capablanca’nın adını duyunca tüm protokolü boş vererek çocuk gibi Capablanca’ya koşmuş. Kral onu komplimanlara boğmuş “Oyunlarınızı biliyorum ve sizi şahsen görmek büyük bir onur.” demiş. Onu herkes severdi ve herkesle iyi ilişkiler içerisindeydi. Tabii Alekhine hariç.
Capablanca’nın ezeli rakibi Alekhine. Capablanca unvanını Alekhine’e kaybettikten sonra bir türlü rövanş maçı yapamamıştı. Bu iki dostun düşman olmasına neden olur.
Alekhine’i ilk kez Carlsbad civarında gördüm. Sanırım 36 yılıydı. Yazdı ve bahçede bir parti vardı. Capablanca’nın yeni tanıştırdığı Stahlberg ile sohbet ediyordum ama birkaç dakika sonra satıcıya benzeyen dağınık saçlı bir adam bize yaklaştı. Bu Alekhine’di. Onu hemen fotoğraflarından tanıdım. Capablanca’nın baş düşmanıydı. Donakaldım. Kendini tanıttı: Ben Alekhine’im “Stahlberg’e “Bize müsaade eder misiniz” Madamla özel konuşmalıyım.” dedi. Alekhine beni bahçenin ucuna götürdü. Yürüdüğümüz yolun kenarındaki domatesleri bile hatırlıyorum. Alekhine kararlı bir şekilde konuşmaya başladı…
Devam edecek…
