Sayın Serdar Çelik Yazınızı okudum.Sizi ismen hatırlıyorum ama çıkaramadım. Benim tanıdığım bir Serdar var,üstad ismiyle çağırırız. Efendiliğiyle hatırlıyorum ve saygı duyarım. Oysanız çok üzüldüm,değilseniz sizi tanımıyorum. Atalık’ın dostu olduğunuz belli ama yanılıyorsunuz,biz de düşmanı değiliz. En az kendi adıma böyle. Benimle ilgili tespit ve yazı tarzınız saldırgan ve üzücü. Menfaatdar ben olduğuma göre bu olayın içinde benim olmam varsayımı mantıksız değil, ama hiç olmazsa beni kişiliğimi bilen diğer arkadaşlarım gibi bizzat arayarak, yazılı basın önünde ifade edemediğim gerçeği öğrenseydiniz.Biraz araştırma ile TSF, FIDE ve Azeri Federasyonuna hitaben yazılmış,turnuva ve rating işleme konulmaması ve düzeltilmesi gerektiğini belirten dilekçelerime ulaşabilirsiniz (Aralık 2002 tarihlidir).
Ayrıca 20-23 sene Türkiye listelerinin ilk sıralarında kalıp, adım hiç bir şeye karışmamış,göz ardı ettiğiniz gibi iki kez olimpiyat masa ikinciliği almış bir sporcuyum. Bilmediğiniz bi gerçek de TSF nin resmileşme sürecinin söylememeye özen gösterdiğiniz Olimpiad ikinciliğimden hemen sonra başladığıdır. Satranç dünyasındaki başarılarımı da anlatıp, sonra açıklamalarınızı bana da sorarak ve başka bir üslupla yapmanızı beklerdim.Bu konu hakkında açıklamaya son verme niyetinde iken ben sanıyorumki birileri beni tahrik ederek biyere ulaşma niyetinde ama bu konuyu kendi adıma kapatıyorum .
Sizler istediğiniz kadar uzatın yanlızca hakaret ederken dikkatli olun.Birazda bardağın dolu tarafından bakmalı.
Sağlıcakla kalın dileğimle
Suat Soylu.
11.09.2003