Evet, yıllar çok çabuk geçiyordu ama oyun sırasında zaman çok çabuk geçerdi. Başlangıçta 40 hamle için 2.5 saatin var bir o kadar da rakibin kısaca minyatür yemezsen en az beş saat masa başındasın. Bir de maçın uzarsa sabah devam ediyorsun. Bu oyuna âşıktım adeta. Onsuz bir hayat düşünemiyordum. Gerçi maçımı kaybettiğimde dünya başıma yıkılıyor ve gizli gizli ağlıyordum. Şuna inanın ki kitap olmaması en büyük eksiklikti. Galatasaray’daki Haşet kitabevinde satranç kitapları vardı tek tük ama çok pahalıydı… Yanına yaklaşamıyor uzaktan bakışıyorduk ancak tabiki şu an ismini vermeyeceğim bazı abilerimiz bu konuyu da çözmüşlerdi kitapevine gidip satranç kitaplarının fiyat etiketlerini ucuz kitaplarla değiştirip satın alırlardı ve ben de onlardan çok faydalanmıştım. Meşhur Fischer, Spassky maçı Reykavik de başlayınca oynanan maçların hamleleri sadece Le Monde gazetesinde yayınlanırdı. Gidip sadece bir maç için o çok pahalı gazeteyi alıp dernekte bakar analiz ederdik. Sami Büyükgökcesu bize tercüme eder biz de sessizce dinlerdik. İnanın oynanan tüm maçları ezbere bilirdim. Hele o ilk maç yokuydu. Fh2. Ne çok üzülmüştüm.
Avrupa gençler hep Hollanda’nın Groningen kentinde yapılırdı. Önceleri Ali İPEK -nur içinde yatsın- sonra da ben üç kez katılarak gençler dönemimi kapatmıştım. Groningen’de okadır çok anım oldu ki buraya hepsini yazsam inanın sıkılırsınız ancak bazılarını sizleri sıkmadan anlatmaya çalışacağım…
Ali İpek benim için çok önemli bir satranç oyuncusuydu benden dört yaş büyük olmasına rağmen o da genç yaşında satranca başlamıştı. Kendisiyle çok fazla maç yapmıştık Pendik’te yaşar ve oradaki göçmenlerle oynayarak farklı anlayışlar geliştirmişti. İSD deki hiçbir turnuvayı kaçırmaz o şartlarda Pendik’ten Tepebaşına gelir giderdi. Ne köprü var ne araç. Vapur desen gece erken saatte biterdi. Âmâ amaç satranç olunca akan sular dururdu. Kendisinden çok şeyler öğrendim çok samimi iki arkadaş ve rakiptik. Ali 20 yaşını doldurunca Groningen’e üç kez katıldım.74-75-76 yıllarıydı zannederim. Ancak babam yol yani uçak masraflarımı ödeyemeseydi katılmam hayal olurdu.
Şimdi düşündüm de 13 kez balkaniyad bir kez dünya gençler ve üç kez de Avrupa gençlerde oynamışım. Tabiki sadece 73-76 arasında… 1976 yılında Türkiye birincisi olunca birçok olimpiyat, zonal turnuvalar ve özel turnuvalarda Türkiye’yi temsil etmiştim. Katıldığım olimpiyatlar zannederim 4 kez Selanik, malta, İsviçre, Libya… Üç kez zonal iki kez Avrupa takımlar, ama çok kez de özel yurt dışı turnuvaları. Çok iyi arkadaşım Makropoulos yunan satranç federasyonu olunca beni çok turnuvaya davet etmişti. Kendisine minnettarım.
Evet, gelelim Groningen Avrupa Gençlere.