Bu arada İSD de yapılan bir yeni yıl çekilişinde babama Europa Echecs aboneliği ve eski sayıları çıkmıştı. Artık keyfime diyecek yoktu. O zamanlar satranç derneğinde satrancın yanı sıra hayat ile ilgili de birçok şey öğreniyordum. Derneğin müdavimlerinin hemen hemen hepsi kendi mesleklerinin de duayenleriydi. Rus dili dâhil 6-8 dil bilen çok efendi kişilerle beraber olabilmek onların sohbetlerinde bulunmak, beni yaşıtlarım arasında da ayrıcalıklı hale getiriyordu. Musa Tebi, Cavit Uzman, Orhan Günsav, Uluğ Nutku, Mübin Boysan, Nevzat Süer, Demir Büyüközkaya, Coşkun Külür, Selim Palavan ve daha niceleri.
Rahmetle anıyorum ve de arıyorum… O şahsiyetler hiç üşenmeden bana getirdiğim kitapları tercüme eder ve benimle ilgilenirlerdi. Ancak babamın hakkını asla ödeyemem. Satrançta bir yere gelmişsem asıl etken maddi ve manevi olarak babam Dr. Cahit Öney’e aittir.
Çalışmalarımın neticesini görebilmek için derneğe gider beni yenenleri teker teker yenerdim. O beni yenenler artık benden oyun alamamaya başladıklarında benim ile oynamamaya başlamışlardı. O zamanlar Demir abi ile Mübin Bey yıldırım oynarlar ve bizlerde seyrederdik. Bir gün Demir abi Mübin beyi beklerken ben de kendisi ile bir yıldırım oynamak istiyordum ama teklif etmeme imkân yok… Sağ olsun babam devreye girdi ve bir oyun olarak oynamaya başladık ancak benim kendisinden puan almam neticesinde o bir oyun oyunlara dönüşmüştü. Bütün dernek başımıza toplanmış izliyordu… Mübin Bey gelene kadar oynadı benimle Demir abi ve en sonunda babama Dr. bu çocuk olmuş dedi. Mutluluğum tarif edilemezdi.1971 yılı itibariyle dernekte birçok turnuvaya katılıp iyi sonuçlar almaya başlamıştım. Tabi ki o zamanlar yaş gurupları falan yok.1973 senesinde Türkiye Gençler Birincisi olunca İngiltere’de yapılan Dünya gençlere gittim. Kendimi yenilmez olarak görüyordum. Hele bir de ilk turlarda aldığım sonuçla iyiden iyiye havaya girmiştim. E ne de olsa 17 yaşın vermiş olduğu hayat anlayışı. Turnuva sonunda 60 kişi içinde 28. olunca hem üzülmüş hem de işin ciddiyetini anlamaya başlamıştım. Oradan param yettiğince kitap alarak İstanbul’a döndüm ve o kitapları hatmetmeye başladım.