Bir kumandan, hocanızın arkadaşıymış, bizi Savarona’ya davet etti. Savaronayı görmeyi çok istiyordum, kuzenim de vardı yanımda.
“Sezen abla ne olur gidelim.”
Tabi ben hiç tanımıyorum hocanızın arkadaşlarını, hocanıza söyledik o da tesadüf okul komutanınızın arkadaşı çıktı. Bizi davet etti, aman ne şahane… Atatürk eşyaları, terliklerine kadar duruyor. Odası, yatağı çarşafları…
Bir masa hazırladılar, duvardan duvara , kocaman. Askerler balık tuttu, taze taze hemen kızarttılar.
-Ben hatırladım bizim ikiyüzlerden Gürbüz Saycan’dı galiba O, ağırladı.
-Ben kim hatırlamıyorum ama Savarona yatı rüya gibiydi o kadar güzel, şahaneydi o günü hiç unutamıyorum .
***
Biraz satrançla, seninle benim aramızdaki şeylerden de bahsedelim çünkü yarın bir gün onlarda evlenecekler.
Bazen İstanbul Satranç Derneği’nde, benim yaşımda hatta benden de büyük abilerimiz zaman zaman derler ki;
-“Yahu sen bu kadar satranç oynuyorsun nasıl evi idare ediyorsun?”
Evet resmen sormuşlardır bana. Ben de demişimdir ki;
– Her şey karşılıklı olur. Ben eğer tolerans görüyorsam tolerans da göstermeliyim.
Mehmet Cenova diye bir abimiz var, Bulgaristan göçmeni, seksen beş doksan yaşında, bir gün dernekteydi yine;
-Yahu Demir Bey dedi ( Beşiktaşlı o, bazen otobüste karşılaşırız)
-Benim karım çok kıskanç
-Yahu abi, sen akşam eve giderken böyle biraz çamfıstığı filan bir şey götürmüyor musun? dedim;
-Sen baştan söylemedin mi, deseydin ya
-Dedim onu da dedim baştan pazarlık ettik dedim
***
Baştan tutkularınızı söyleyeceksiniz!
Yeni nişanlandık hocanızla, bana ilk söylediği şey “Benim hayatta bir tek tutkum var; satranç. Ona müdahele etme oldu. Öyle dediği için hiçbir şey demiyorum ama ne zaman arasam satranç kulübünde buluyorum.
***
Aradan seneler geçti, Çapa’da dişlerimi yaptırıyorum. Diş doktoru Sami Büyükgökçesu, Demir Bey söylemiş ona, hanımı gönderiyorum diye, benimle yakından ilgilendi. Orada hemşire sordu;
-Nereden tanıyorsunuz? Sami Hoca’yı nereden tanıyorsunuz?
-O benim oğlum dedim.
-Nasıl olur dedi o zaman. O büyük, ikimizi yakıştıramadı.
-Üvey oğlum; kocamın ilk karısı satranç ikinci karısı benim dedim. Şaşırdı;
– Anlamadım dedi.
– İşte öyle kocamın ilk karısı satranç kulübü ikinci karısı benim, bu da üvey oğlum dedim. O arada Sami Hoca dışarı çıktı, boynuma sarıldı, sen bir tanesin yenge diyerek.
***
Öyle baştan o bana kabul ettirdi. İleride inşallah mutlu bir yuva kurduğunuz zaman hiçbirşey saklamadan evlenin ki yarın öbürgün üzüntü yaşamayın.
Hocamız devam ediyor:
Kesinlikle size tanınan hakkı karşı tarafada tanımak lazım. Bazıları eşini fazlaca sahipleniyor, bu da sıkıcı oluyor. Her şeyi dengeli yaşamak lazım. Bu çok mühim çocuklar.