Onlar bazen toplanıyorlar. Tabi hepsi yetmiş yaş civarı, çoğu var azı yok.
Yaşını hiç göstermeyen bir arkadaşımız var. Yüksel İncenin numarası zannederim iki yüz seksen, benim numaram da iki yüz elli ikiydi. Sigara içenler vardı aralarında bırakmışlar; şekeri olup da ilaç kullananlar var; kalp ameliyati geçirmiş olanlar var. Hayat tahribatini yapmış.
Sınıf toplam doksan kişi, yüzde otuz civarında arkadaşımızı kaybettik dediler. Altmış kişi yaşıyor sanırım ama toplantılara herkes gelemiyor. Ben üç beş senede bir gidiyorum, pek vaktim yok.
Son toplantıya, komutanımız İbrahim Akın Bey?in spor hocası, iki yüz elli altı Oktay Yıldızpek eve telefon edip davet atti. “Böyle bir toplantımız var, Fenerbahçe D/G Komutanlığında” dedi. Tam mazeretimi söyleyecektim ki, anladı. ?Bu defa da mı bizi atlatacaksın?? deyince “Geliyorum” dedim. Aslında hakikaten vakit yok. Toplantıya, nefes nefese zorlukla yetistim.
Bu yaştan sonra zorlanmanın bir anlamı yok ki. Ders vereceğim çocuğa dörtte gelmem lazım. Şansım yaver gitti de çift katlıya rastladım yoksa çocuk buraya gelecek, bekleyecek… bir de para almadığın bir insana ders veriyorsan daha titiz olman gerekir. Hatır için yapılan işlerde hakikaten daha fazla eziliyorsun. Parayla olduğu zaman istemiyorum paramı der çeker gidersin.
Türkiye’de yetmiş yaşındaki diğer insanlara göre arkadaşlarımın sağlık durumu gayet iyi, onu da söyleyeyim.